Sabri Ülker Vakfı kökeni Kafkasya’ya dayanan kefirin sağlığa faydalarına dikkat çekiyor.Kefir tanesi kullanılarak elde edilen kefir, genellikle inek sütünden olmakla birlikte keçi, koyun sütlerinden veya bitkisel kaynaklı sütlerden de üretilebiliyor. Kefir üretiminde bakteri fermantasyonu ile birlikte sindirim sistemi sağlığı için önem taşıyan, asetik asit, bütirik asit gibi kısa zincirli yağ asitleri (KZYA) oluşuyor.
Kefir üretiminde, bakteri fermantasyonuna ek maya fermantasyonunun da olması, kefiri diğer fermente süt ürünlerinden farklı kılıyor. Kefirin kendine has ekşi ve keskin tadının oluşmasında maya fermantasyonu büyük rol oynuyor. Günümüzde kefir taneleri kullanılarak kefir elde edilebildiği gibi başlatıcı yani starter kültürler kullanılarak üretilen endüstriyel kefirler de tüketicilere sunuluyor. Sütün bileşiminde bulunan tüm besin öğelerini ve fermentasyonla oluşan sağlığa faydalı diğer bileşenleri içerdiği, sindirimi de kolay olduğu için son derece besleyici olan kefirin öne çıkan olası sağlık etkileri şöyledir :
Kefirin, protein, karbonhidrat ve yağ içeriği dengelidir. A, B2, B12, folik asit ve biotin vitaminleriyle kalsiyum, magnezyum ve fosfor minerallerinden zengindir. Vitamin ve mineral gereksinimi yüksek olanbüyüme ve gelişme çağında olan çocuklar, adölesanlar için kefir günlük vitamin, mineral ve protein alımına da destek olabilir.
Kefirin içerdiği laktik asit bakterileri ile ishal, kabızlık ve emilim bozuklukları gibi sindirim sistemi sorunlarının görülme sıklığını ve süresini azaltabileceği belirtiliyor. Kefirin laktoz içeriğinin süte oranla düşük olması sebebiyle laktoz intoleransı olan bireyler laktozsuz sütler gibi kefiri de tercih edebilir.
Kefir, protein içeriği sayesinde midede uzun süre kalarak tokluk hissinin oluşmasını ve kan şekerinin daha yavaş yükselmesine yardımcı oluyor. Bu sayede iştah kontrolünü sağlayarak besinlerle fazla enerji alımının önüne geçip, vücut ağırlığının kontrolüne destek oluyor.
Düzenli kefir tüketiminin, probiyotik etkisi yani içerdiği laktik asit bakterileri ve mayalar ile toplam kolesterol ve LDL kolesterol (halk arasında bilinen adıyla kötü huylu kolesterol) düzeylerini azaltmaya yardımcı olduğunu gösteren araştırmalar bulunuyor. Kefir gibi probiyotik içeren besinlerin düzenli tüketimi kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterebiliyor.
Kefir, besin değeri sayesinde bağışıklık sisteminin oluşması ve güçlenmesi ile kas-iskelet sistemi sağlığına destek olabilir. Ayrıca sindirimi kolay olan kefir, yapısında bulunan vitamin, mineral ve proteinlerle sağlıklı bağışıklık sisteminin devamına destek olabilir. Kefir probiyotik özelliği ile patojen yani hastalığa yol açan mikroorganizmaların sindirim kanalında çoğalmalarına engel olur, bakteri ve mantar enfeksiyonlarına karşı koruyucu etki gösterir.
Kefir, kalsiyum içeriğiyle ve içerdiği laktik asit bakterilerinin kalsiyum emilimine yardımcı olması nedeniyle vücutta iyi kullanılabilen bir kalsiyum kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Kefirin kalsiyum içeriğiyle birlikte fosfor ve K vitamini kaynağı olarak da kemik sağlığını desteklemeye yardımcı oluyor.