Ateş Böceklerinin Mezarı Hakkında
Ateş Böceklerinin Mezarı (Hotaru no Haka), Isao Takahata’nın yazıp yönettiği 1988 yapımı animasyon filmdir. Animasyonun yapımı için Studio Ghibli ile anlaşan Shinchosha’nın ilk film projesidir. Film Akiyuki Nosaka’nın, II. Dünya Savaşı’nda açlıktan ölen kız kardeşinden özür dilemek amacıyla yazdığı Hotaru no Haka (animasyon Japonya’da aynı isimle yayınlandı) isimli kısmi otobiyografik romanından uyarlandı.
Drama en sarsıcı animasyonlardan biri olarak kabul edilir. Roger Ebert filmi şimdiye dek yapılmış en güçlü savaş karşıtı filmlerden biri olarak nitelendirir. Animasyon tarihçisi Ernest Rister filmi Steven Spielberg’in Schindler’in Listesi yapıtı ile karşılaştırarak, gördüğü en içten animasyon film olduğunu belirtmiştir.
Ateş Böceklerinin Mezarı Konusu
Ateş Böceklerinin Mezarı II. Dünya Savaşı’nın sonuna yakın bir dönemde Japonya’da geçer. Filmde, bombalanan Kobe şehrinde hayatta kalmış 14 yaşındaki Seita ve onun dört yaşındaki kız kardeşi Setsuko’nun umutsuz çabaları anlatılır.
Filmin başlangıcında, nasıl sonlanacağı sezinlenmektedir. Seita Sannomiya İstasyonu’nun karanlık bir köşesinde terkedilmiş ve bir deri bir kemik halde ölür. Ardından ruhu kız kardeşinin ruhuyla bir araya gelir ve kardeşler trenle çeşitli istasyonlara giderken geriye dönüşlerle ve fondaki sesle geçmiş anlatılır.
Liman şehri Kobe’ye bombalı saldırı yapıldıktan sonra anneleri ölen Seita ve Setsuko teyzelerinin yanına giderler. Başlangıçta iyi görünen teyzeleri zamanla çocuklara daha az yemek verip daha kötü davranmaya başlar. Bunun üzerine kardeşler şehrin dışında yer alan eski bir sığınağa taşınmaya ve kendi kendilerine bakmaya karar verirler.
Seita, kendisi ve kardeşi için tarlalardan sebze çalmaya ve bombalama esnasında evleri yağmalamaya başlasa da yiyecek bulmak giderek zor bir hale gelir. Sonunda küçük kız yetersiz beslenmeden ölür. Seita kardeşi için insanlardan uzakta yalnız bir cenaze töreni düzenler. Ardından kız kardeşine ait küllerin birazını şeker kutusuna ekler ve kutuyu ve babasının fotoğrafını birlikte ölene kadar taşır.
Filmin sonunda Seita ve Setsuko’nun ruhları görülür. Artık sağlıklı ve iyi giyimli görünmekte ve yan yana oturarak günümüz Kobe’sine bakmaktadırlar.
Ateş Böceklerinin Mezarı Gerçek Hikayesi
Hikâye, 1945’te Japonya’daki savaş esnasında kız kardeşini yetersiz beslenme sebebiyle kaybeden Nosuka’nın yazdığı aynı adlı yarı otobiyografik romanı temel alır. Kız kardeşinin ölümünden kendisini sorumlu tutan yazar bu romanı olayı telafi etmek ve trajediyi kabullenmesine yardım etmesi için yazdı. Bombardıman esnasında Nosuka’nın kızkardeşi on altı aylıktır ve kardeşinin bakımı altındayken malnütrisyon sonucu ölmüştür. Eleştirmen Igarashi Yoshikuni’ye göre Nosuka kendisini temsil eden Seita’yı öldürerek, kız kardeşinin ölümündeki suçluluğunu bastırmaya çalışmaktadır.
Takahata İsao sadece romanın büyük başarı elde etmesi sebebiyle (ya da Miyazaki‘nin sevki ile) değil kendisinin de başından buna benzer bir olay geçtiği için projeyi almıştı. Yönetmenin kardeşlerinden biri bir bombardımanda iki gün boyunca ailesinden ayrı kalmıştı. İsao bu olayı hayatının en kötü tecrübesi olarak tanımlar.
Savaşın insan toplumu ve toplumun içinde yer alan bireyler üzerindeki negatif sonuçlarını duygusal bir şekilde betimlemesi sebebiyle bazı eleştirmenler Ateş Böceklerinin Mezarı‘nı savaş karşıtı film kategorisinde değerlendirir. Film, karşıt görüşler arasında kahramanca bir uğraşı abartılı bir şekilde anlatmak yerine tamamen savaşın sebep olduğu kişisel trajedilere odaklanır.
Ateş Böceklerinin Mezarı İzle