Otizmin nedeni tam olarak bilinmese de, bazı bilim adamları genetik olduğunu düşünmektedir. Otizm nedir? Otizm nasıl anlaşılır?
Otizm günümüzdeki anlamında ilk defa 1938 yılında Hans Asperger tarafından “Otistik psikopatlar” terminolojisi ile kullanılmıştır. Erkeklerde görülme olasılığı kızlara göre daha fazladır. Otizmli bireylerin %10’unda üstün zekalılık görülürken, %70’inde zeka geriliği görülmektedir.
Otizm, nörobiyolojik bir bozukluk türüdür. Beynin ve sinir sisteminin farklılığından ve işleyişinden kaynaklanan doğuştan gelen bir rahatsızlıktır. 3 yaşından önce görülmeye başlayan otizm, kişinin kendi dünyasında yaşamasına ve başka insanlarla iletişimini engellemesine yol açar. Bu sebeple otizm, davranışları olumsuz etkilemektedir.
Otizm üç alanda incelenebilir. Otizmin incelendiği üç alan ve gözlenebilecek belirtiler şöyledir;
Sıra dışı göz kontağı özellikleri: İnsanlarla göz kontağı kurmamak veya değişik bir biçimde göz kontağı kurmak.
Jest ve mimik kullanımında sınırlılık: Jest ve mimikleri çok az kullanmak.
İnsanlara ne kadar yakın ya da uzak duracağını ayarlayamamak: Başka insanlara fazla yakın olmak veya uzak durmak.
Ses kullanımında sıra dışılık: Konuşurken ses kalitesinde değişiklikler göstermek.
Arkadaşlık kurmakta zorlanmak: Arkadaşlık ilişkilerinde zorlanmak. Arkadaş edinememek.
Akranlarla etkileşimde bulunmamak: Kendinden büyük veya küçüklerle iletişime geçip yaşıtlarıyla iletişim kuramamak.
Yalnızca özel ilgilere dayalı ilişkiler geliştirmek: Belirli kişilerle belirli bir şekilde etkileşim kurmak.
Grup içinde etkileşimde bulunurken zorlanmak: Grup halinde yapılan etkinliklerde kurallara uyamamak.
Yalnızlığı Sevmek: Ailecek yapılacak aktiviteleri tek başına yapmayı istemek.
Başkalarının dikkatini çekme çabası göstermemek: Gördüğü şaşırtıcı bir şeyde veya başardığı her hangi bir işte kimseye kendini gösterme çabası içinde olmamak.
Övgü karşısında tepki vermemek: Başka insanların onu övmesi durumunda tepki vermemek.
Başkalarının ilgisi karşısında tepkisiz kalmak: Başka insanları duymuyormuş gibi davranmak. Tepki vermemek.
Başkalarının yaptıklarına karşı ilgisizlik: Başka çocukların ilgisini çeken her hangi bir surumun onun ilgisini çekmemesi.
Başkalarının duygularını anlamada yetersizlik: Başka insanların duygularını anlayamamak.
İki yaşından büyük çocukların konuşamaması. Üç yaşından büyüklerin basit cümleler kuramaması. Konuşmaya başlayan çocukların basit dil bilgisi yapısı kullanması.
İnsanlarla karşılıklı konuşma ve sürdürmede zorluk yaşamak.
Konuşma konularında seçicilik: Kendi konuşmayı sevdiği konularda konuşmak. Haricindeki konularda isteksiz olmak.
Sürekli okuduğu, televizyondan duyduğu şeyleri söylemek. Resmi konuşmak. Kendi uydurduğu sözleri yinelemek.
Hayali oyunlar (evcilik, doktorculuk vb.) oynamamak. Bir nesneyi başka bir nesne olarak kullanmamak.
Oyuncaklarla alışılmadık biçimlerde oynamak: Oyuncaklarla başka şekillerde oynamak.
İlgi takıntıları: Bir konuyla aşırı ilgilenmek. Sürekli o konuyla uğraşmak.
Bazı sıra dışı konulara aşırı ilgi duymak: Sıra dışı bir çok konuyla daha fazla ilgilenmek.
İlgi duyduğu konularla ilgili ince ayrıntıları anımsamak: Sevdiği konularda her şeyi en ince detayına kadar ezberleyebilmek.