Her yıl çok sayıda ziyaretçi akınına uğrayan ve toplam 62 kilometre uzunluğunda üç vadiden oluşan halk arasında “Doğu’nun Kapadokya’sı” olarak da adlandırılan Narman Peri Bacaları fotoğraf meraklılarının tek uğrak yeri haline geldi. Erzurum Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Atatürk Üniversitesinin ilgili birimleri ve Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) tarafından sürdürülen çalışmalar sonucu turizme kazandırılan alanda yapılaşmaya izin verilmeyerek doğallığı korunuyor.
Doğu Anadolu nadide bölge jeolojisinin bir hediyesi gibi Narman ilçe sınırlarında yer alan Peri Bacaları temel olarak bölgeye has sıkışma tektoniğinin ürünüdür. Yer aldığı bölgeyi bir açık hava müzesi haline getiren bu eşsiz şekillenmenin seyredildiği bölge başka bir adlandırma ile de “Kırmızı Periler Diyarı” olarak bilinmektedir. Narman Peri Bacaları jeolojik bakımdan, oluşumu Pliyosen çağ’a kadar dayanan bir geçmişe sahiptir. Başlıca kırmızı kum taşları ve benzer renkteki çakıl taşlarından kaynaşarak oluşan bir yapıya sahip olup; yapılan incelemeler neticesinde çağlar boyunca olagelen karasal fasiyeler ve diğer atmosferik koşullar sonucunda oluşan aşınmalarla şekillendiği bilinmektedir.
Kırmızı Periler Diyarının bir benzeri halindeki Kapadokya’daki oluşumlardan ayıran en belirgin özelliği ise oluşumların tortul biçimlerden meydana gelişidir. Bilindiği üzere Kapadokya Peri Bacaları ve volkanik bir yapıya sahiptir. Oysa Narman Peri Bacaları sedimanter bir yapıya sahip olup; yer aldığı bölgede gözlenen Pliyo – Kuvaterner tortul kayaçlarda bulunan demir elementi dolayısıyla da hem daha dayanıklı bir yapıya hem de daha kırmızı bir renge sahiptir.
Hali hazırda 2012 yılında UNESCO Türkiye Milli Komitesi tarafından Dünya Geçici Miras listesine alınmış bulunan Narman Peri Bacaları Erzurum Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Atatürk Üniversitesi ilgili birimleri ve Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından sürdürülen çalışmalar neticesinde turistik bir nitelik kazanmış, son iki yıldan bu yana yöreye gelen yerli ve yabancı bir çok turist sayısında kayda değer bir artış gözlenmiştir.
Bugün itibarıyla UNESCO ve İTÜ tarafından yürütülen ortak çalışmayla yörede diğer yapılaşmanın önüne geçilmiş, toplam 62 km uzunluğunda üç vadiden oluşan alanın projelendirme çalışmaları ve günü birlik tesis kurma çalışmaları devam etmektedir.