Kadınsız Erkekler, Amerikalı yazar Ernest Hemingway tarafından yazılan ikinci kısa öykü koleksiyonudur. Cilt, on tanesi daha önce dergilerde yayınlanmış on dört öyküyü içermektedir. Ekim 1927’de yayınlandı ve ilk baskı yaklaşık 7600 kopyayı 2 dolardan aldı.
Kadınsız Erkekler, Ernest Hemingway’in 1927 yılında yayımlanan ikinci öykü kitabıdır. Kadınsız erkeklerin öykülerini okurken kimi zaman bir boğa güreşçisinin, kimi zaman boksörün, kimi zaman bir askerin yaşamına tanık olursunuz. Her öyküde farklı erkek portreleri canlanır. Hemingway’in erkek kahramanları zorluklarla savaşan güçlü karakterler gibi görünseler de ortak bir korkuları vardır: Kaybetmek. Hemingway, kitapta yer alan Bir Başka Ülkede öyküsünde bu erkeklerin tanımını verir sanki:
“İnsan niye evlenmemeli?”
“Evlenemez. Her şeyi kaybedebilir insan; ama bunu kaybedecek durumu yaratmamalı kendine. Kaybedecek durumu yaratmamalı. Kaybedemeyeceği şeyler aramalı.”
Hemingway’in kahramanları savaşırken bir yandan düşmandan, diğer yandan kadınlardan kaçar gibidir. Âşık olmak kaybetmenin başlangıcıdır çünkü, kadınlar kalkanlarını indirecek, savunmasız bir hale getirecektir onları. Düşmanlarının yapamadığını kadınlar yapacaktır.
Hemingway bu kaçışı olanca çıplaklığıyla verir okura. Beyaz Fillere Benzeyen Tepeler’de bebeğini aldırmak için sevgilisini ikna etmeye çalışan adam, “Aslında çok basit bir ameliyat. Ameliyat bile sayılmaz” dedikçe küçülür okurun gözünde. Kadınlardan kaçan erkeklere bir paye vermez Hemingway, her şeyi olduğu gibi vermeye bakar sadece. Hemingway’in kadınsız erkekleri bir belgeseldeki gibi gelirler önümüze. Bir boksör gerçekte her ne ise Hemingway’in öykülerinde de öyle çıkar karşımıza. Savaşta, ringde, arenada kaybetmeyi gözlerinde büyütmezler. Üstesinden gelemeyecekleri bir durum değildir bu. Yarın kazandıklarında, yenilgilerini herkesle birlikte kendileri de unutacaktır. Ancak söz konusu olan kadınlarsa… İşte bunun üstesinden gelecek güçleri yoktur.
Hemingway’in çizdiği erkek portreleri için “romantik değil”, “güçlü değil”, “güzel değil” diyebilirsiniz belki ancak “gerçekçi değil” diyemezsiniz. Hemingway’in kalemi yaşamın kendisi gibi acımasızdır, olanı biteni yazdıktan sonra karşıdaki manzarayı hafifletmeye ya da olduğundan daha farklı göstermeye çalışmaz. “Sonuna kadar yazılmış her öykü ölümle biter ve bunu saklayan kişi, iyi bir öykü yazarı değildir.” der Hemingway. Kadınsız Erkekler, Hemingway’in gerçekleri saklamadan yazma ilkesine son sayfasına kadar bağlı kaldığı büyüleyici bir kitap. Hiçbir güç kitaptaki kahramanları gerçekte ait oldukları kimlikten uzaklaştıramıyor.
Kitaptaki son öykü Uzanmış Yatarken iletişimsizlik üzerine bir öykü. Son öykünün son cümlesi: “Çok güveniyordu evliliğe, evliliğin her şeyi düzelteceğini sanıyordu.”
Beyaz Fillere Benzeyen Tepeler, Bir Başka Ülkede ve Katiller gibi Hemingway’in en sevdiği öykülerinden bazılarını da içeren Kadınsız Erkekler, dünya edebiyatının en iyi öykü yazarları arasında gösterilen Hemingway’i tanımak için güzel bir başlangıç.
Nobel ödülü almış ünlü bir yazar olarak tüm dünyada en fazla okunan yazarların başında gelse de Kadınsız Erkekler’i Ülkü Tamer’in çevirisi ve Ahmet Yurdakul’un önsözüyle okumak yalnızca ülkemizdeki okurların sahip olduğu bir ayrıcalık. Başladıktan sonra elinizden bırakamayacağınız, erkeklerle ilgili düşüncelerinizi değiştirecek, çok farklı öykülerden oluşan bir kitap Kadınsız Erkekler.
Ernest Hemingway – Kadınsız Erkekler Konusu
Hemingway’in kahramanlarının öyküleri… Kimi faşistlere karşı savaşan bir devrimci, kimi arenada boğa güreşçisi; kimi boksör, kimi denizlerin ve çöllerin sonsuzluğunda her an yitip gidebilecek birer avcı… Hepsi ‘yalnız’ insanlar; ancak ‘onların’ yalnızlığı, hayatı uzaktan, ürkek gözlerle izleyen insanların alıştığımız türden içe dönük yalnızlığına hiç benzemiyor; dahası, oldukça ‘gürültülü-patırtılı’ bir yalnızlık: Kaderlerinin karşısına tek başına yiğitçe dikiliyor ve nerdeyse dünyayı ayağa kaldırıyorlar.
Arka Kapak
Kadınsız Erkekler Ernest Hemingway‘in gençlik yapıtlarının en önemlilerinden biridir. İçindeki on dört öykü, daha sonra yazacağı konuları yansıtmaktadır; savaştan kaynaklanan acılar, erkeklerle kadınlar arasındaki tedirgin ilişki, spor ve sportmenlik… Kötü Hikâye’de ünlü matador Maera’ya ölümsüz bir ağıt yakmıştır Hemingway. Bir Başka Ülke’de, savaşta yaralarının iyileşmesini beklerken eşinin vakitsiz ölümünün yasını tutan bir İtalyan subayını anlatmaktadır. Katiller, Chicago’lu iki kiralık katille öldürecekleri adamın öyküsüdür. Kızılderili sevgilisi Prudence tarafından aldatılan Nick Adams, yazarın daha sonraki öykülerine On Kızılderili’yle giriş yapar. Beyaz Fillere Benzeyen Tepeler ise genç bir çiftin çocuk aldırma üstüne yaptığı yürek burkan, alçak sesli bir tartışmadır. Genç Hemingway, kendine özgü keskin, vurucu bir anlatımla kaleme aldığı bu yapıtlarla Amerika’nın en iyi öykücüsü olarak belirmeye başlamıştır.
Ernest Hemingway Hakkında
1889’da Chicago yakılarında, Oak Park’ta doğmuş, 1961’de Küba’daki evinde ölmüştür. 1917’de Kansas City Satr’da muhabir olarak gazeteciliğe başlar, 1918’de kendi isteğiyle ambülans sürüsü olarak İtalyan cephesinde savaşa gider, 1919’da Amerika’ya döner, 1922’de Türk-Yunan Savaşı’nda savaş muhabirliği yapar. Boğa güreşlerine, büyük avlara ve derin deniz balıkçılığına büyük ilgi duyar. Yapıtları bu ilgiyi yansıtır. Hemingway’den sonraki kuşaklar onun yalın, ve dolambaçlı yollara sapmadan dümdüz anlatımına öykünmüşler fakat onun kadar başarılı olamamışlardır. 1954 yılında Nobel Armağanı ile ödüllendirildikten sonra ünü bütün dünyada yaygınlaşmıştır.
https://www.kivitadinda.com/2019/12/dilsiz-izle-ask-ile-yogrulan-bir-mesk-hikayesi/