dünyanın bütün mücevherlerini atsalar önüme,
incilerini, elmaslarını
toplasam ellerimle
bölsem,
bi’ gözlerin etmez Vaveyla.
sen bağırsan bana,
feryat feryat.
cümlelerin dökülse avuçlarıma
yırtsam kelime kelime
kendime, bir hece ayırsam
yine de bi’ sessizliğin etmez Vaveyla.
okunsa kulaklarıma tüm yarası olan isimler,
anısı olan şiirler,
ezanlar, selâlar, methiyeler…
sırlanmış gibi dilim,
sağır olurum adın dışında ne varsa!
içimden yankı yankı seni sayıklarım Vaveyla.
sıçrasa mahalledeki tüm çamurlar
alnımı kirletseler,
çocuklar peşimden koşup delisin deseler,
göynümü incitseler,
ses etmem.
çünkü senin bi’ gülüşün her şeyi temizler Vaveyla.
sokaklar evim, taştan yastıklarım var
gölgeler sırdaşım,
kediler arkadaşım artık.
karnım tok, etrafımda insandan bir kalabalık var.
ama sen yoksun!
ama bak, senin olmadığın yerde ruhum doymuyor Vaveyla.
gel artık göçtüğün yerden
üşüdü ellerim.
gittiğinden beri kurak
yurdum yerim.
bu sessiz çığlık boğuyor artık beni…
Vaveyla çağır ismimi,
yeterince sızladı kederli kaderim.
Vaveyla bağır beni
söz dinlemez oldun,
artık sana yetişmiyor sesim
iki top kumaş bir ölüm etmez, dön Vaveyla…
Rabia Bulduk