Yenidoğan bebeğinizi eğitmeye başlarken, hatırlamanız gereken bazı temel bilgiler bulunmaktadır, kaldı ki, ebeveynlik iç güdüsü ile bu bilgilerin bir çoğu zaten kalplerinize kazınmıştır. Öncelikle bilmeniz gereken temel bir mottoyu sizlere sunacağız.
Erken Eğitimin Temelleri (Öğrenme Anne Karnındayken Başlar)
Eğer zekayı öğrenme yeteneği olarak tanımlarsak, bebekler birer dahi olarak doğarlar.
Bebeklerin beyni, herhangi bir konuyu öğrenme potansiyeline sahip olduğu herkes tarafından bilinse de, bu öğrenme sürecinin kolaylaştırılmasında ebeveynin rolü büyüktür.
Eşsiz Bir Fırsat Penceresi: Gebeliğin 5. Ayından 5 Yaşına Kadar
Bebek beyni, yetişkin beynine göre daha esnek ve öğrenmeye açtır. Bu yüzden küçük çocukların beyinleri birer sünger gibidir, adeta bilgiyi emerler.
Bir bebeğin beyni, çevresinden gelen uyarımlara göre sinirsel bağlantılar kurarak kendini geliştirir ve öğrenme sürecini gerçekleştirir. Anne karnında 5. aydan itibaren işitme duyusu gelişen fetüs, çevresel uyarımları alarak öğrenme sürecine başlar. Yani, öğrenme, henüz anne karnında iken başlar.
Doğumdan sonra bebeğin beyni, dünyadaki deneyimlerine yanıt olarak bağlantılar kurmaya devam eder. Öğrenme süreci, bir daha olamayacak kadar hızlı ve zahmetsizdir. Dil gelişimi, bir yetişkinin ana dili dışında öğreneceği bir yabancı dilden daha hızlı olacaktır. Aynı şekilde, yeterince genç yaşta öğrenmeye başlandığında, müzik, matematik gibi yetenekler için kalıcı temeller de bu yaşlarda atılır.
Bebekler Öğrenmeye Aşıktır
Bebeklerin yeni deneyimler yaşayarak öğrenmeleri, onları yer yüzündeki en hevesli öğrenciler yapar. Dahası, bebekler ve küçük çocuklar, sınavlara ya da testlere tabi tutulmaktan kaynaklanan bir yük taşımadıkları için, öğrenmek onlar adına saf bir zevktir.
Öğretim Asla Zorlama İle Olmaz
Düzenli tekrarlar yapmak öğrenme süreci için çok önemlidir, ancak bu bir zorunluluk olduğunda işin keyfi kaçar. Her şeyden önce, çocuğunuzun öğrenme sürecinden keyif alması gerektiğini bilmelisiniz. Eğitici ve öğretici aktivitilere, öğrenme iştahın yüksek olduğu keyifli ve neşeli zamanlarında başlayın ve çocuğunuz ilgisini kaybetmeden sonlandırın.
İlgisini kaybettiği durumlarda onu öğrenmeye zorlarsanız, bu zorlama kesinlikle ters tepecektir ve öğrenme sürecini zora sokacaktır. İlgisini kaybetmeden aktiviteyi sonlandırmanız, bir sonraki aktiviteyi hevesle beklemesine neden olacaktır.
Oyun Odaklı Eğitim
Bebekler ve çocuklar, çevrelerindeki dünyayı keşfetmek, bilgileri toplamak ve bu deneyimleri işlemek için yetişkinler gibi zamana ihtiyaç duyarlar.
Uyku dışındaki zamanlarının çok büyük bir bölümünü oyun türü aktiviteler ile geçirmek, bu oyunlarda edindiği deneyimleri beynine kazımasına yardımcı olacaktır. Özellikle birlikte oynanan oyunlar, ebeveynleri ile kurdukları sağlam bağlar sebebiyle çok daha eğitici ve öğretici olacaktır.
Bebekler ve çocuklar, yetişkinler gibi bir konuyu öğrenirken o konunun temellerinin anlatılmasından hoşlanmazlar, bunun yerine öğrenilecek konuyu keyifli bir oyun ile deneyimlemek isterler.
Onlara tabi ki bir atom altı parçacığın hareketlerini anlatmayacağız ancak; katı cisimlerin temel hareketlerini, örneğin bir topun zıplayabildiğini ama bir yastığın zıplayamadığını deneyimleterek ve göstererek öğreteceğiz. Bu gibi bilgileri çocuğun karşısına geçip bir sınıfta eğitim verir gibi anlatmak hiç bir fayda sağlamayacaktır. Deneyimlemek, özellikle keyifle deneyimlemek bebekler için vazgeçilmezdir.
Rahatlık ve Eğlence
Çocuğunuzun belirli bilgi hedeflerine ulaşmasının hiç bir aşamasında, ne siz ebeveyninde ne de çocukta, strese bağlı bir kaygı ya da keyifsizlik durumu olmamalıdır.
Kendinize ya da çocuğunuza hedefler koymaktan kaçının, sonuç odaklı değil, süreç odaklı olmanın önemini kavrayın. Eğitim ve öğretim süreci boyunca aktiviteden keyif almak ve baskı olmadan rahat bir süreç geçirmek, her zaman tek hedefiniz olsun.
Kaynak: Early Learning / Introduction to early learning / The fundamentals of early learning – Brillbaby