Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar kitabı, çoğu yazar ve okuyucuya göre modern Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Kullanılan dil ve anlatım şekli itibarıyla edebiyatta bir devrim olarak kabul edilmektedir.
Ülkemizin en değerli yazarlarından biri olan Oğuz Atay’ın yazıldığı dönemde büyük tartışma konusu olmuş eseri Tutunamayanlar, 1972 yılında yayımlanmıştır. Eser, bilinç-akışı tekniğiyle döneme damgasını vurarak Türk Edebiyatı’nda yeni bir çağı başlatmıştır. Küçük burjuva dünyasını zekice alaya alan Oğuz Atay “saldırısını, tutunanların anlamayacağı, red edeceği türden bir romanla yapar.” Oğuz Atay’ın il romanı olan Tutunamayanlar, 1970 yılında TRT Roman Ödülü’nü kazanmıştır.
İletişim Yayınları’nın en prestijli kitaplarından biri olan Tutunamayanlar, ülkemizde olduğu kadar Dünya çapında da merak konusu olan eserlerden biridir.
“Oğuz Atay – Tutunamayanlar” Oku Serimizde Bugün
Tutunamayanlar, Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Berna Moran, Oğuz Atay’ın bu ilk romanını “hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı” olarak niteler. Moran’a göre” Oğuz Atay’ın mizah gücü ve duyarlığı ve kullandığı teknik incelikler, Tutunamayanlar’ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, eserdeki bu yetkinlik Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır. “Küçük burjuva dünyasını ve değerlerini zekice alaya alan Atay, saldırısı tutunanların anlamayacağı, rededeceği türden bir romanla yazar.”
Kitap belirli bir olayı sergilemekten çok; izlenimler, çağrışımlar, taşlamalar, ayrıntılar ve ruhsal çözümlemelerden oluşur. Berna Moran, bu kitabı hem içerik hem de biçimsel özellikleri bakımından Türk edebiyattında yepyeni bir evre olarak değerlendirmekte, Jale Parla ise Don Kişot’tan Günümüze Roman adlı çalışmasında modern ve postmodern roman bağlamında Atay’ın ve Tutunamayanlar’ın yerini belirtmektedir. Hürriyet Pazar tarafından oluşturulan yüz kişilik jüri tarafından belirlenen “Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi 100 Romanı” listesinde ikinci sıraya yer aldı.
Oğuz Atay – Tutunamayanlar Konusu
Tutunamayanlar Oğuz Atay ismiyle özdeşleşmiş bir roman olarak, büyük yazarımızın hayatından izler taşımasıyla da kısmen otobiyografik bir eser olarak da değerlendirilebilir. Roman, son derece üst düzey diliyle çevirisi en zor romanlar arasında yer alır. Tutunamayanlar, sadece birkaç dile çevrilebilmiştir. “Het leven in stukken” adı altında Flemenkçeye (Hollanda Dili) çevrilen eser, eserin Hollandalı çevirmenine ödül kazandırmıştır.
Tutunamayanlar konusu itibariyle intihar eden arkadaşının geçmişini araştıran Turgut Özben’in, söz konusu arkadaşı Selim Işık’ın modern hayata neden “Tutunamadığı”nı öğrenme çabasını anlatmaktadır. Romanda Turgut’un karşılaştığı her kişi Selim Işık’ı tanıyan kişilerdir ve her biri Turgut’a Selim’in farklı yönlerini aktarmaktadır.
Selim Işık’ın intihar ettiğini öğrenen Turgut Özben, ihmal ettiğini düşündüğü arkadaşının geçmişinin izini sürmeye ve Selim’in tanıdığı insanlar aracılığıyla onu tanımaya çalışır. Her insana farklı bir yönünü gösteren Selim’in görüntüsü, Turgut’un bu insanlarla konuşması sonucu okuyucunun ve Turgut’un gözünde netlik kazanacaktır. Romanda birçok kişi vardır ama her biri aslında Selim’in hayatındaki kişilerdir ve tüm anlatılanlar Selim Işık’ı aydınlatır. Selim Işık “düşünen ve sorgulayan insan”ın simgesidir ve bu yüzden “tutunamamış”tır.
Kitaptan bir bölüm okuma isteyenler…
Oğuz Atay Kısaca Hayatı
1934´te İnebolu´da doğdu. Ankara Maarif Koleji´ni, İTÜ İnşaat Fakültesi´ni bitirdi. 1960´ta İDMMA İnşaat -Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Tutunamayanlar’ı yayımlamasının (1971-1972) ardından, önemli bir tartışmanın odağına yer aldı. TRT 1970 Roman Ödülü´nü kazanan Tutunamayanlar’ı kısa bir süre sonra, 1973 yılında Tehlikeli Oyunlar adlı ikinci romanı izledi. Hkâyelerini Korkuyu Beklerken başlığı altında topladı. 1911-1967 arasında yaşamış hocası Prof. Mustafa İnan’ın hayatını romanlaştırarak Bir Bilim Adamının Romanı‘nı yazdı. Oyunlarla Yaşayanlar adlı tiyatro eseri Devlet Tiyatrolarında sahnelendi. Oğuz Atay 13 Aralık 1977´de, büyük projesi ‘Türkiye’nin Ruhu’nu yazamandan hayata gözlerini yumdu.’