Sağlıklı yaşam sağlıklı ve dengeli beslenmeden geçer. Bu beslenme sayesinde sağlıklı bedene kavuşursunuz. Sağlıklı bedene sahip olmak ise fazla kilolardan kurtulmakla mümkündür. Peki nasıl kilo vereceğinizi biliyor musunuz? Sadece diyet yaparak kilo veremeyeceğinizi bilin. Gün içerisindeki hareketliliğiniz, yaşınız, metabolik durumunuz, genetik faktörler, hatta geçmişte yaptığınız diyetler kilo vermenizde rol oynar. Kilo vermeyi etkileyen bu kadar değişken faktör varken herkesin aynı hızda kilo vermesi beklenmez. Hipotiroit, insülin direnciniz veya hipoglisemi öykünüz varsa kilo verme hızınızın nispeten düşük olması olasıdır; ancak metabolik bir rahatsızlığınız yoksa kilo vermek sanıldığı kadar zor değildir.
Kilo vermenin ilk yolu; kararlı olmak ve hedefleri gerçekçi koymaktan geçiyor. Verilen kiloların korunması ise yapılan davranış değişikliklerinin hayat boyu sürdürülmesine bağlı. Yüksek hedefler koymak, sabırsız olmak ve kısa sürede hızlı sonuç beklemek sadece stresinizi artırır, o hafta iki kilo verdiyseniz bile bunu başarısızlık olarak algılayıp motivasyonun düşmesine neden olur.
Kilo verme adına kişinin kendisini aç bırakması, organizmanın normal işlev görmesi için gerekli enerji ve besin ögelerini sağlamada yetersiz kalmasına neden olur. Çok düşük kalori ile en başta kilo verilmeye başlansada bu kilo kaybı su ve kastan kayıp olarak görünür ve bir süre sonra sıkıcı bir hale gelerek kişinin diyeti bırakmasına neden olur.
Diyet sırasında en uygun tartılma şekli haftada 1 gün sabah aç karnına tartılmadır. Her gün tartılmak ya da günde 2-3 kez tartılmak kilo vermenize yardımcı olmazken. Üstelik stres düzeyinizin artmasına neden olur. Stres düzeyinizin artması motivasyonunuzun düşmesine neden olarak diyet sürecini zorlaştırır.
Diyet yapanların en çok yaptığı hatalardan biridir. Boyunuz, kilonuz, yaşınız, cinsiyetiniz aynı olsa bile herkesin genetik yapısı birbirinden farklıdır. Herkesin kilo verme hızı, bir başkasından farklıdır.
Kilo vermeye karar verenlerin birçoğunun ilk yaptığı arkadaşlarının yaptığı diyeti yapmaktır. Oysa kalıcı değişiklik için sizin hayat tarzınızla uyumlu, sizi bıktırmayan ve size özel hazırlanmış diyet yapmak gerekir.
Diyetin sürdürülebilir olması için sabırlı olmak şart. Duraksama dönemi belirli bir kilo kaybından sonra çoğu kişide görülebilen bir dönemdir. Bu dönemde diyetten vazgeçmek yerine bunun beklenen bir durum olduğunu kabullenerek sabırlı olup devam edin. Bir süre sonra bu direnciniz kırılır. Bu dönemde sürekli tartılmamalı durumun geçici olduğu kabul edilmelidir.
Kilo verirken amaç; sadece düşük kalori almak değil, bedenin biyoritmine uygun olarak 3-4 saat aralıklarla beslenmek, metabolizmayı hızlandırmak ve sağlığı korumak olmalıdır. Ara öğünlerde tüketeceğiniz 100 kalorilik bir besinden kaçmak akşam yemeğine kadar kan şekeri dengenizin bozulmasına neden olarak fazlaca yemenize neden olur.
Haftada 1-2 kez dışarıda yemek belki kilo vermenizi yavaşlatmaz; ancak her gün dışarıda yemek diyet yaparken sizi başarıya götürmeyebilir. Dışarıda yediğiniz bir ızgara et bile evde yaptığınızdan yağlı olurken kimi zaman porsiyon miktarını kontrol etmek de zorlaşır.
Meyveyi şeker içerdiği için diyetten çıkarmak doğru bir yaklaşım değil. Meyvedeki şeker ile tatlı, pastalara koyduğumuz şeker aynı şey değildir. Meyve sadece şeker içermez aynı zamanda lif, vitamin ve mineral de içerir. Meyvede bulunan lif, meyvedeki şekerin kana geçme hızını yavaşlatır. Ayrıca lif tokluk hissini geliştirerek daha geç acıkmanızı sağlar ve bağırsaklarınızın çalışmasına yardımcı olur. Diyet sırasındaki en büyük korkunuz olan kabızlığı da önler.
Çok uyumak da az uyumak da kilo vermeyi zorlaştıran etmenlerdendir. 5 saat ve daha az uyuyanların gün içinde çok daha fazla yedikleri, daha negatif olarak diyeti bozma eğilimlerinin arttığı görülmüştür. Fazla uyuyanlar ise metabolizma hızlarını yavaşlatarak zayıflamayı zorlaştırır. Günlük 7-8 saat uyku en uygun olanıdır.
Akşam saatlerinde metabolizmanın yavaşladığı bir gerçektir; ancak saat 18.00’den sonra yemeği kesmek gibi bir tutum zayıflamanıza yardımcı olmaz. Herkesin beslenme saatleri ve uyku düzeni kendi yaşam tarzına göre değişir. Yatmadan en geç 4 saat önce akşam yemeğini yemiş olmak ve yatmadan 2 saat önce ufak bir ara öğün yapmak kan şekeri regülasyonu açısından ve sabah zinde kalkmak için uygulanması gereken prensiplerdir.
Badem, ceviz ve fındık gibi sert kabuklu meyveler protein, sağlıklı yağlar ve birçok mineral açısından sağlıklı beslenme planımız içerisinde yer almadır. Ama bu, sınırsız yiyeceğimiz anlamına gelmez. 100 gram kuruyemiş 550-650 kalori civarındadır. Porsiyon büyüklüğüne dikkat ederek tüketmek, bu besinlerin de kalorileri olduğunu unutmamak gerekir.
Diyetteyken ikramlara dur diyememek, öncesi sizi mutlu eder ama sonrasında pişmanlık yaratır. Bu noktada gerçekten yemek isteyip istemediğinizi kendinize sorun ve sırf ikram edildiği için ayıp olmasın diye yemeyin.
Diyet sırasındaki en büyük yanlışlardan biri; ya hep ya hiç şeklinde düşünmektir. En ufak bir kaçamakla pişman olup diyet bırakmak ve kaçamakların devamını getirmek yapılan en büyük yanlışlardan biri. Burada diyetin bozulmasının nedeni; ilk kaçamak değil, sonrasında devam edilen kaçamaklardır. Küçük kaçamakları büyütmeyin; yeter ki devamını getirmeyin. Bunun için söyle bir yöntem izleyebilirsiniz; kaçamak yaptığınızı kabul edin ve 1 hafta boyunca bir başka kaçamak yapmamak için kendinize söz verin.
Kilo vermek için mucize gibi görünen yöntemleri uygulamak, kilo vermeye karar verenlerin büyük kısmının yaptığı yanlışlardan biri. Kilo vermek için tek mucize kendinizdir. Kilo vermek ve sonrasında bunu hayat boyu korumak, diyet sırasında yaptığınız değişiklikleri ne kadar hayat tarzınız olarak benimsediğinizle ilgilidir. Kişiliğinize ve yaşam tarzınıza uygun olan programı seçmelisiniz, fiziksel aktivite ve gerçekçi davranış değişikliklerini hayatınıza entegre etmeli ve sağlıklı kilonuza ulaşıp bunu korumalısınız.