Çeşitli nedenlere bağlı olarak kalp fonksiyonlarının yetersiz kalması nedeniyle vücuda yeterli düzeyde kanın pompalanamaması durumu kalp yetmezliği olarak bilinir. Vücudun temel işlevlerinin yerine getirilmesi de dahil olmak üzere pek çok olumsuzluğa neden olan bu tablo, oldukça ciddi bir sağlık sorunu olmakla birlikte tedavi edilmediği takdirde yaşamı tehdit edecek boyutlara ulaşabilmektedir. Akut veya kronik olabilen kalp yetmezliği kalbin bir kısmını veya tamamını etkileyebilir. Tedavide hastalığın ilerlemişlik düzeyine göre ilaç uygulamaları ve çeşitli cerrahi girişimler yardımıyla vücuttaki kan dolaşımının sağlıklı şekilde devam ettirilmesi sağlanmalıdır.
Sağlıklı bir kalp, vücudun tüm kısımlarına yeterli miktarda kan ve oksijenin ulaştırılabilmesi için olması gerektiği şekilde çalışarak tüm vücuda gerekli kanı pompalar. Kalp yetmezliği hastalığında ise vücuda yeterli kanın pompalanamaması durumu söz konusudur. Kalp, bu durumu tolere edebilmek için büyümeye ve genişlemeye başlayabilir. Bu durum kalp büyümesi olarak da adlandırılır. Bunun haricinde kalp yetmezliği durumunda kalp, olması gereken ritme oranla daha hızlı kasılarak yeterli kanı pompalamaya da çalışabilir. Bunların sonucunda kan damarlarında daralmalar oluşur ve bu da önemli doku ve organlara yeterli miktarda kanın ulaşmasını engeller. Sonuç olarak kalbin çalışmasındaki bozukluktan kaynaklı olarak doku ve organlarda hasarlar oluşabilir. Kalp yetmezliğine neden olabilen pek çok faktör bulunmaktadır. Hastalığın ortaya çıkışında bunlardan biri veya birkaçı bir arada rol oynayabilir. Kalp yetmezliğine yol açan mekanizmaların birden fazlasının bir arada bulunması hastalığın ciddiyetini arttırır. Hastalığın teşhisinden itibaren boyutu da göz önünde bulundurularak tedavi planı belirlenmeli, oluşabilecek ciddi komplikasyonların önlenmesi ve yaşam kalitesinin arttırılmasına yönelik önlemler alınmalıdır.
Kalp yetmezliği belirtileri, hastalığın şiddeti arttıkça şiddetlenen ve çoğu hastada benzer şekilde görülen semptomları içerir. En yaygın görülen belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
Kalp yetmezliği genel anlamda kalbin çeşitli nedenlere bağlı olarak zarar gördüğü veya zayıfladığı durumlarda ortaya çıkan bir hastalıktır. Kalbin kan pompalama odacıkları olan ventriküllerin sertleşmesi, kalbin iki atışı arasında tam olarak kan ile doldurulamamasına neden olarak kalp yetmezliğine yol açabilir. Bunun yanı sıra kalp kasının zayıflaması veya hasar görmesi de ventriküllerin genişlemesine, dolayısıyla kanın vücudun tüm bölgelerine yeterli miktarda ulaşmasına yetecek düzeyde kan pompalayamamasına neden olur. Kalp yetmezliğinin gelişiminde genetik faktörler önemli bir role sahiptir. Ailesinde kalp yetmezliği öyküsü bulunan bireylerin bu hastalığa yakalanma olasılıkları diğer bireylere oranla oldukça yüksektir. Bunun haricinde kalp yetmezliği nedenleri arasında sayılabilecek faktörler şunlardır:
Kalp yetmezliği kalbin her iki tarafını da etkileyebileceği gibi bazı durumlarda ise kalbin yalnızca bir tarafında oluşur. Çoğu olguda öncelikli olarak kalbin sol tarafı etkilenir. Sol ventrikülün sistolik veya diyastolik yetmezliğinin ardından sağ taraf da bundan etkilenerek çift taraflı kalp yetmezliği gelişebilir. Konjestif kalp yetmezliği olarak adlandırılan kalp yetmezliği türünde ise kanın kalbe girişi ve çıkışının yavaşlaması nedeniyle vücudun bazı bölgelerinde kanın birikmesi söz konusudur. Bu durum bacaklarda, ayak bileklerinde ve bazı durumlarda da akciğerlerde şişliklere neden olarak çeşitli komplikasyonlara ve nefes darlığına yol açar. Belirtilen türlere ek olarak kalp yetmezliği akut veya kronik olmak üzere 2 farklı alt türe sahiptir:
Semptomların ani şekilde belirmesi ve ardından hızla ortadan kaybolması şeklinde gelişen kalp yetmezliği, akut kalp yetmezliği olarak adlandırılır. Bu durum genellikle kalp krizi geçiren hastalarda krizin hemen ardından görülür ve çoğu zaman kalp kapakçıklarına ilişkin birtakım problemlere bağlı olarak ortaya çıkar.
Kalp yetmezliği vakalarının birçoğu, kronik kalp yetmezliği grubuna girmektedir. Bu tür kalp yetmezliğinde görülen semptomlar süreklidir ve zamanla iyileşme göstermez.
Yukarıdaki semptomlarla birlikte sağlık kuruluşlarına başvuran hastalarda tıbbi öykünün alınması ve fiziksel muayenenin ardından kalp fonksiyonlarının araştırılmasına yönelik olarak birtakım tanı testleri uygulanır. Kalp yetmezliğinin teşhisinde kullanılan en etkili yöntem ekokardiyogramdır. Ekokardiyogram ile ses dalgaları kullanılarak kalbin detaylı şekilde görüntüsü çıkarılabilir. Bu sayede kalpteki olası hasarlar ve yapısal bozukluklar tespit edilebilir. Hastada görülen semptomları meydana getiren nedene ilişkin teşhis konulabilir. Fiziksel muayene sırasında vücutta ödem oluşan bölgelerin incelenmesi, kalp ritminin ve atış hızının dinlenmesi, boyun damarlarındaki şişkinliklerin incelenmesi gibi yöntemler de tanının desteklenmesine yardımcı olur. Kalp yetmezliğine ilişkin semptomlar birtakım farklı kalp ve akciğer hastalıkları ile karıştırılabileceğinden, bu tür hastalıkların ayırt edilmesine yönelik detaylı tanı testleri de uygulandıktan sonra kalp yetmezliği teşhisi konulan bireylerin tedavi süreci derhal başlatılmalıdır.
Kalp yetmezliği teşhisi alan hastalarda tedavi süreci için öncelikli amaç mevcut sağlık durumunun korunması ve hastalığın evresinin ilerleyişinin önlenmesi, aynı zamanda hastanın günlük yaşamını olumsuz etkileyen komplikasyonların azaltılmasıdır. Bu amaçla uygulanacak olan bazı cerrahi operasyonlar ve ilaç tedavileri, tedavide yaygın olarak kullanılan yöntemler arasında yer alır. Kalp yetmezliğine neden olan veya hastalığın şiddetini arttıran yüksek tansiyon, aritmi, koroner arter hastalığı, diyabet hastalığı gibi durumlara ilişkin gereken ilaç tedavileri, yaşam tarzı değişiklikleri ve tıbbi beslenme tedavisi uygulanmalıdır. Kalp yetmezliği olgularının birçoğunda hekim tarafından uygun doz ve kullanım sıklığı ile kalp yetmezliği ilaçlarının kullanımı önerilir. Bu ilaçlar kalp fonksiyonlarının iyileştirilmesine yardımcı olur, nefes darlığı ve ödem gibi sorunların hafifletilmesini sağlar. Bazı durumlarda hastanın durumu ve hastalığın evresi de göz önünde bulundurularak birkaç ilacın kombinasyonu şeklinde oluşturulacak bir farmakolojik tedavi planı da tercih edilebilmektedir.
Kalp yetmezliğinde ilaç tedavisinin yanı sıra kullanılan bir diğer tedavi seçeneği ise cerrahi girişimlerdir. Koroner bypass ameliyatı, kalp kapakçığı değişimi ve onarımına ilişkin operasyonlar, kalp pili yerleştirme operasyonu, kalp nakli ve damarlarında tıkanıklık ve darlıklar söz konusu olan hastalarda uygulanan stent ve balon operasyonları kalp yetmezliği tedavisinde kullanılan başlıca cerrahi operasyon türleridir. Bu operasyonların temel amacı kalpte bulunan yapısal bozukluk, sertlik gibi sorunların mümkün olduğunca tedavi edilmesi ve hastalığın kötüleşmesine neden olabilecek faktörlerin ortadan kaldırılmasıdır.
Kalp yetmezliği yaşamı tehdit eden ciddi bir hastalıktır. Fakat erken teşhis konulan, hekim önerilerine uyum sağlayan ve tedavi uygulanan hastalarda hastalığın oluşturduğu riskleri minimuma indirmek ve günlük yaşamı kolaylaştırmak oldukça mümkündür. Bunun için hastalığın teşhisini alan bireylerin hekimlerinin verdiği öneriler doğrultusunda daha özenli ve dikkatli bir yaşam sürmesi gereklidir. Eğer siz de kalp yetmezliği hastası iseniz veya yukarıda verilen belirtilerden bazılarını taşıyorsanız derhal bir sağlık kuruluşuna başvurarak kalp muayenesinden geçebilirsiniz. Hastalığın teşhisini almanız durumunda erken dönemde gereken önlemleri alarak sağlıklı bir yaşam sürebilir, ileride karşılaşabileceğiniz olumsuzluklara karşı önleminizi alabilirsiniz.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.