Kalın bağırsak ya da kolon kanseri, dünyada en çok rastlanan kanser türleri arasında bulunur. Kadın ve erkeklerde özellikle 50 yaş üstünde daha sıklıkla görülen bir kanser türüdür.
Sindirim sisteminin anüsle bağlanan son noktası olan kalın bağırsak, ortalama 1,5 ile 2 metre uzunlukta bir organdır. Kalın bağırsak, kolon ve rektumdan meydana gelmektedir. Peki, rektum neresidir? sorusuna cevap verecek olursak, kalın bağırsağın anüsten önceki son 12 santimetrelik dışkının depolandığı kısmına denir. Kolon ise rektum dışındaki diğer kalın bağırsak bölümüdür. İnce bağırsaktan büyük ölçüde sindirilmiş halde gelen besinler, kolon bölgesinde tekrar ayrıştırılmakta, su ve mineraller alındıktan sonra geriye kalan kısmı, anüs yoluyla atılması için rektumda depolanmaktadır.
Kalın bağırsakta kolon bölümünde ortaya çıkan kansere, kolon kanseri denmektedir. Kolonda görülen kanser, erken evrede teşhis edilirse tamamen tedavi edilmesi mümkün olmaktadır. Ancak erken fark edilemediği durumlarda bu kanser türü; yakın lenf bezlerine, komşu olduğu mide, dalak gibi organlara ve kan vasıtasıyla da vücuttaki diğer bölgelere yayılmaktadır. Dalak nerededir? diye merak edenler için bu organın, karnın sol üst kadranında, diyaframın hemen altında ve midenin yanında bulunduğu söylenebilir.
Yaş faktörü: Hastalığa yakalanma yaşı erkek ve kadınlarda 50 ve 60’lı yaşlardır. Bu yaştaki kişiler risk altındadır.
Genetik faktörler: Aile bireylerinde kolon kanseri görülmüşse, genetik yatkınlıktan dolayı kolon kanserine yakalanma riski artmaktadır. Ailesinde kolon kanseri vakası olanların, bu hastalığa kaç yaşında yakalandıklarını öğrenip, bu yaşa ulaşmadan 10 yıl öncesinde düzenli olarak kolonoskopi yaptırması önemlidir. Kolon kanser hikâyesi, ailede bulunmuyorsa, 50 yaşından itibaren kolonoskopi yaptırılmalıdır.
Polipler: Polip nedir? Kalın bağırsağın içini örten tabakanın normal olmayan şekilde büyüyerek bağırsak kanalına çıkıntı yapmasıdır. İyi huylu tümörlerden olan polipler, zamanla kansere dönüşebilmektedir. Bu nedenle poliplerin çıkartılması ve sonrasında da düzenli şekilde kontrollerin yaptırılması gerekmektedir.
Genetik bozukluklar: HNPCC genindeki değişmeler, kolon kanserine yakalanma riskini artırmaktadır.
İnflamatuar bağırsak hastalıkları: Crohn ve ülseratif kolit gibi bağırsak iltihapları şeklinde görülen hastalıklar, kolon kanserleri gelişme riskini artırmaktadır.
Sağlıksız yaşam biçimi: Lif yönünden düşük olan besinleri tüketenlerde, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlığı olanlarda, şeker hastalığı, aşırı şişmanlık ve hareketsiz bir hayat tarzı olan kişilerde kolon kanseri görülme riski fazladır.
Bağırsak kanserlerinin belirtileri, sıklıkla dışkılama alışkanlıklarında değişiklik şekilde kendini gösterir.
Geçmeyen ishal ya da kabızlık, dışkıda incelme, dışkıdan ve anüsten kan gelmesi, dışkıda yumurta akına benzer bir salgı olması kolon kanserinin belirtileri arasında bulunur. Kanser daha da ilerlediğinde karın bölgesinde, şişlik ve ağrı gibi şikâyetler gözlenir. Dışkılama yaparken ağrı duyma ve zorlanma, demir eksikliğine bağlı kansızlık, kilo kaybetme ve karın bölgesinde kitle oluşumu da kolon kanseri ile ilgili bulgulardır.
Günümüzde kolon ve bağırsakta kanser ve diğer tümöral oluşumlar endoskopik yöntemler kullanılarak daha kolay bir şekilde teşhis edilebilmektedir. Kolonoskopi yöntemi kullanılarak tümör oluşumunun erken dönemde saptanması mümkündür. Ayrıca kolonoskopi sayesinde, kansere dönüşme riski olan polipler alınmakta ve kanser tehlikesi önlenmektedir. Kesin tanı için hastadan dışkı alınıp incelenir, kolon grafisi ve bilgisayarlı tomografi uygulanır. Endoskopi ile de parça alınıp, patolojik incelemeden geçirilmektedir.
Kolon kanseri tedavisi için kansere dönüşme ihtimali olan polipler, kolonoskopi yöntemi ile alınır. Kanser ileri bir evreye gelmişse, cerrahi işlem zorunlu hale gelir. Tümörün olduğu kısım çıkartılır. Hastalığın komşu bölgelere yayıldığı durumlarda ise kemoterapi uygulanmaktadır. Kanser metastaz yapmışsa, tedaviye devam edilerek, hastanın yaşam süresi uzatılmaya çalışılır.
Lifli besinlerin bol miktarda tüketimi, kalsiyum ve D vitamini alınması, fazla kilolardan kurtulup, spor ve egzersiz yapılması önemlidir. Ayrıca 50 yaşından itibaren düzenli olarak tarama testlerinin yaptırılması, olası hastalık riskinin erken zamanda saptanarak, başarılı şekilde tedavi edilmesi için gereklidir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.