Çölyak hastalığı gluten enteropatisi olarak bilinir. Buğday, arpa ve çavdarda bulunan gluten proteinine karşı vücudun intolerans göstermesi ile oluşan sindirim sistemi hastalığıdır. Çölyak hastalığı sürecinde gluten içeren besinler tüketildiğinde bağırsaklarda iltihaplanma olur ve vücutta alerjik reaksiyonlar görülebilir. Bu durum bağırsaklarda sindirimi sağlayan villus olarak adlandırılan tüysü yapıların bozulmasına; besinlerin emiliminin engellenmesine ve ince bağırsaklarda hasar oluşumuna neden olur.
Çocukluk döneminin en yaygın malabsorbsiyon nedeni olan çölyak hastalığı kalıtsaldır ve çölyak hastalığı belirtileri herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir. Aynı zamanda insanlarda en sık görülen ince bağırsak hastalığı ve yaşam boyu süren tek besin alerjisi olarak da bilinmektedir. Eskiden kuzey-batı Avrupa’da nadir görülen bir hastalık olarak bilinmesine rağmen bu hastalığa günümüzde daha sık rastlanmaktadır. Dünya nüfusunun yaklaşık %1’inde çölyak hastalığı bulunduğu ve henüz tanısı konulmamış birçok çölyak hastasının olduğu düşünülmektedir. Aileden gelen genetik faktörler çölyak hastalığı belirtileri görülmesinde en büyük etkendir. Ancak gebelik durumu, doğum, viral enfeksiyonlar ve duygusal stres durumu da çölyak hastalığı belirtilerini tetikleyebilmektedir.
Çölyak hastalığı belirtileri ve ortaya çıkış zamanı kişiden kişiye göre farklılık göstermektedir. Bütün hastalarda aynı belirtiler gözlemlenmez ve bu çölyak hastalığı belirtileri çocukluk çağında veya yetişkinlik döneminde ortaya çıkabilir. Yapılan araştırmalarda uzun süre anne sütünü alan çocuklarda çölyak belirtilerinin daha geç ortaya çıktığı da görülmüştür.
Kandaki belirli antikorların ölçülmesi çölyak hastalığı teşhisinin konulmasında önemlidir. Kan değerlerinde IgA, IgG ve Anti Endomysium (EMA) değerlerine bakılır. Testelerde çölyak hastalığının belirtileri görülüyor ise kesin tanının konulması için ince bağırsak biyopsisi yapılması gerekir. Amerikan Gastroenteroloji Derneği de şüphelenilen bütün olgularda biyopsi yapılmasını önermektedir. Biyopsi sonucuna göre doktor tarafından çölyak hastalığı tanısı konur.
Erken tanı çölyak hastalığı seyrinin değiştirilmesinde ve semptomların azaltılmasında önemlidir. Özellikle kronik ishal, malabsorbsiyon, kilo kaybı, karın şişkinliği gibi klasik semptomları sık yaşayanlar; yakın akrabalarında çölyak hastalığı bulunan bireyler; Tip-1 diyabet hastaları; tekrarlayan demir eksikliği anemisi olanlar; tekrarlayan düşükleri bulunan kadınlar; Turner ve Down sendromu olanlar çölyak hastalığı açısından taranması gereken bireyler arasındadır. Tanı konamaz ve tedavi edilemez ise malnutrisyon, kanama, siroz ve kanser gibi hastalıkların komplikasyonları görülebilir ve daha ciddi sağlık sorunları oluşabilir.
Bu hastalığın tek tedavi yöntemi glutensiz diyetin uygulanmasıdır. Henüz bulunmuş diyete alternatif bir tedavi yöntemi yoktur. Glutensiz beslenme ömür boyu sürdürülmesi gereken bir tedavi çeşitidir. Bu açıdan tedaviden çok yaşam şekli haline gelmiş olması önemlidir. Beslenme düzeninden gluten içeren bütün besinlerin çıkartılması gerekir. Uygulanan çölyak hastalığı diyeti tedavisi ile sağlık sorunları giderilmekte ve bağırsak hasarı düzeltilebilmektedir. Glutensiz diyete başlanılan ilk günden itibaren semptonlarda iyileşme başlar, şikayetler giderilir; ince bağırsaktaki iyileşme ise 3-6 ay arasında olur.
Glutensiz diyette yiyecekleri hazırlama ve saklama aşamasında kulanılan malzemelerin gluten içeren besinler ile kontaminasyona girmemesine dikkat edilmelidir. Semptomların gelişmemesi için tüketimine izin verilen besinlerin ve kontaminasyon olasılıklarının ayrıntılı bir şekilde bilinmesi önemlidir. Bu yüzden çölyak hastalığı olan birey ve o bireye yemeklerini hazırlayacak kişi iyi ve doğru bilgilendirilmelidir. Çölyak teşhisi konulmadan önce vücutta gelişen malnutriyon nedeniyle bazın besin ögelerinin yetersizliği görülebilir. Vücutta eksikliği görülen vitamin ve mineral var ise glutensiz diyetin yanında vücuda takviye yapılması gerekir. Özellikle B12 vitamini, D vitamini, demir, kalsiyum, folik asit ve çinko eksikliğine en sık rastalanan vitamin ve mineral çeşitleridir.
Kuşkonmaz, brokoli, brüksel lahanası, pancar, kabak çekirdeği ve susam folik asit içeren besinler arasındadır. Özellikle et, deniz ürünleri ve yumurta B12 vitamininden zengin olan besinlerdir. Koyu yeşil yapraklı sebzeler, süt ve süt ürünleri kalsiyum kaynağı olan besinlerdir. Mercimek, ıspanak, pancar yaprağı, kuru üzüm, incir ve et çeşitleri ise demir mineralini içeren besinler arasındadır. Vücuttaki eksiklikleri durumunda bu besinler daha sık tüketilebilir.
Çölyak diyeti listesi planlanırken veya uygularken aşağıdaki besinler baz olarak alınır.
Çölyak diyeti listesi planlanırken, aşağıdaki besinler kullanılmaz ve bireylerin bu besinlerden uzak durması tavsiye edilir.
Sirke, ketçap, mayonez, çikolata, gofret, şekerleme, patates cipsi, patlamış pirinç, hazır çorba, kremalar, puding, sakız, dondurma, soslu kuruyemişler, hazır milkchshake, çeşniler, hazır soslar, soya sosu, kabartma tozu, rokfor peyniri ve şarküteri ürünlerinin içerisinde gluten bulunabilmektedir. Bu besinler tüketilmeden önce ürün içeriğine mutlaka bakılması gerekir.
Kaynak :aysetugbasengel.com