Ordan Burdan

Nietzsche Kimdir?

Alman filozof, Friedrich Wilhelm Nietzsche Kimdir? Hayat yolculuğu ve eserleri...

Friedrich Wilhelm Nietzsche (15 Ekim 1844 – 25 Ağustos 1900), Alman filolog, filozof, kültür eleştirmeni, şair ve besteci. Din, ahlâk, modern kültür, felsefe ve bilim üzerine metafor, ironi ve aforizma dolu bir üslupla eleştirel yazılar yazmıştır. Nietzsche’nin kilit fikirlerini Apollon-Dionysos ikiliği, perspektivizm, Güç İstenci, “Tanrının ölümü”, Üstinsan ve bengi dönüş oluşturur. Felsefesinin merkezini oluşturan şey, kişinin coşkun enerjisini sömüren her türlü öğretinin, toplumsal olarak ne kadar geçerli olursa olsun sorgulanarak “hayatın olumlanması”dır.[4] Hakikatin değeri ve nesnelliği üzerine yürüttüğü kökten sorgulaması, geniş çaplı yorumların odağını oluşturur ve etkisi özellikle kıta felsefesi geleneğinde varoluşçuluk, postmodernizm ve postyapısalcılık da dâhil olmak üzere devam etmektedir.

Nietzsche, kariyerine felsefeye dönmeden önce klasik filolog (Yunan ve Roma metin eleştirmeni) olarak başladı. 1869 yılında yirmi dört yaşındayken Basel Üniversitesi’nde klasik filoloji kürsüsüne, bu yeri alan en genç kişi olarak atandı. 1879 yazında, hayatının büyük bölümünde kendisine dert olacak olan sağlık sorunları yüzünden istifa etti. 1889’da kırk dört yaşında zihinsel yetilerinin tamamının kaybıyla sonuçlanan bir çöküş yaşadı. Çöküşü sonraları, üçüncü devre sifilis hastalığının yol açtığı, nadir görülen bir genel pareziye yoruldu; fakat bu teşhiste soru işaretleri vardı.[6] Nietzsche, kalan yıllarını 1897’de ölümüne kadar annesinin, 1900’de kendi ölümüne kadar kız kardeşi Elisabeth Förster-Nietzsche’nin bakımında geçirdi.

Bakıcısı olarak kız kardeşi, Nietzsche’nin el yazmalarının idareciliğini ve editörlüğünü üstlendi. Förster-Nietzsche, tanınmış bir Alman milliyetçisi ve antisemitist olan Bernhard Förster ile evliydi ve Nietzsche’nin yayımlanmamış yazılarını, kocasının ideolojisine uyarlamak üzere, Nietzsche’nin belirttiği, antisemitizm ile milliyetçiliğe sert ve bariz biçimde karşı çıktığı görüşlerine genellikle ters düşecek biçimde yeniden düzenledi. Förster-Nietzsche’nin yaptığı değişiklikler sebebiyle Nietzsche’nin adı, sonraları yirminci yüzyıl bilim insanları Nietzsche’nin fikirlerinin yanlış yorumlanmasına karşı harekete geçmiş olsalar da, Alman militarizmi ve Nazizm ile birlikte anılır olmuştur.

Naumburg’da, Haziran 1862 başında çekilen bu fotoğrafında Nietzsche 17 yaşındadır, 1862.
Prusya Krallığı’nın Saksonya eyaletinde bulunan Leipzig yakınlarındaki Röcken’in küçük bir kasabasında büyümüştür. Adını, Nietzsche’nin doğum gününde kırk dokuz yaşına giren Prusya Kralı IV. Frederick William’dan aldı (Nietzsche daha sonra ikinci adı olan “Wilhelm”i atmıştır[7]). Nietzsche’nin ebeveynleri Lutherci bir papaz ve eski öğretmen olan Carl Ludwig Nietzsche (1813–49) ile Franziska Oehler (1826–97), oğullarının doğumundan önceki yıl olan 1843’te evlenmişlerdi. İki çocukları daha vardı: 1846 doğumlu bir kız, Elisabeth Förster-Nietzsche ve ikinci oğulları, 1848 doğumlu Ludwig Joseph. Nietzsche’nin babası 1849’da bir beyin hastalığından öldü; bir sonraki yıl da erkek kardeşi Ludwig Joseph iki yaşında öldü. Bunlar üzerine ailece, Nietzsche’nin anneannesi ve iki bekar halası ile yaşayacakları Naumburg’a taşındı. Aile, Nietzsche’nin anneannesinin 1856’da ölmesinden sonra, şimdi müze ve Nietzsche çalışma merkezi olan kendi evlerine taşındı.

Nietzsche bir erkek okuluna, ardından da son derece saygın ailelerden olan Gustav Krug, Rudolf Wagner ve Wilhelm Pinder ile arkadaş olduğu özel okula gitti.

1854’te Naumburg’da Domgymnasium’a katıldı, ancak müzik ve dil alanında özel yetenekler gösterdiğinden uluslararası tanınmışlığa sahip Schulpforta onu öğrencisi olarak aldı. Oraya giderek 1858’den 1864’e kadar orada okudu ve Paul Deussen ile Carl von Gersdorff ile arkadaş oldu. Şiirler ve besteler üzerinde çalışmaya da zaman buldu. Schulpforta’da önemli bir dil altyapısı (Yunanca, Latince, İbranice ve Fransızca) edindi ve böylece önemli eserleri birinci kaynaktan okuma imkanı buldu[8]; ayrıca ilk kez küçük bir kasabanın tutucu ortamındaki aile hayatından uzakta olmayı deneyimledi. 1864 martının dönem sonu notlarında Din ve Almanca 1; Yunanca ve Latince 2a; Fransızca, Tarih ve Fizik 2b ve İbranice ile Matematik “sönük” bir 3’tü.

Pforta’da uygunsuz sayılan konuların peşinden koşma tutkusu ve eğilimi edinmişti. O zamanlar neredeyse hiç bilinmeyen şair Friedrich Hölderlin’in eserleriyle tanıştı. Hölderlin’den “en sevdiğim şair” diye bahsediyordu ve bir denemesinde bu çılgın şairin “en yüce düşüncelliğe” farkındalık getirdiğini yazıyordu. Denemeyi gözden geçiren öğretmen ona iyi bir not verdi, ancak Nietzsche’nin gelecekte daha sağlıklı, daha duru ve daha “Alman” yazarlar üzerine eğilmesinin uygun olacağı yorumunu yaptı. Nietzsche ayrıca tuhaf, dinsiz ve genellikle sarhoş bir şair olan Ernst Ortlepp’i de tanıyordu; Ortlepp, genç Nietzsche ile tanıştıktan birkaç hafta sonra bir hendekte ölü bulundu, ancak onun Nietzsche’yi Richard Wagner’in yazılı eserleriyle ve müziğiyle tanıştıran kişi olması muhtemeldir. Nietzsche, belki de Ortlepp’in etkisiyle Richter adında bir öğrenciyle birlikte okula sarhoş dönüp bir öğretmenle karşılaştı ve bu Nietzsche’nin sınıf birinciliğini kaybederek sınıf başkanlığının elinden alınmasıyla sonuçlandı.

Mezuniyet sonrası ilk yılları

1864’te mezuniyetinden sonra Bonn Üniversitesinde teoloji ve klasik filoloji alanında çalışmalara başladı. Nietzsche ve Deussen, kısa süreliğine Burschenschaft Frankoniaya üye oldular. Nietzsche, bir sömestr sonra (ve annesine olan öfkesi üzerine) teolojik çalışmalarını durdurdu ve inancını kaybetti.[13] Daha 1862 yılında, yazdığı “Yazgı ve Tarih” adlı denemesinde tarihi araştırmaların Hristiyanlığın temel öğretilerini geçersiz kıldığını öne sürüyordu, ancak David Strauss’un “İsa’nın Hayatı” adlı eseri de bu genç adamı derinden etkilemişe benziyor. 1865 yılında 20’sindeyken, çok dindar biri olan kız kardeşi Elisabeth’e inancını kaybetmesiyle ilgili bir mektup yazdı. Mektup, şu cümleyle bitiyordu:

“Sonuç olarak insanların yolu ikiye ayrılıyor: huzur ve zevk diye didinip durmak istiyorsan, inan; hakikatin tutkunu olmak istiyorsan, sorgula…”

Schopenhauer’ın felsefesi Nietzsche’yi 1865’ten üretken hayatının sonuna kadar fazlasıyla etkilemiştir.
Bunların ardından Nietzsche, sayesinde gelecek yıl Leipzig Üniversitesine yöneleceği Friedrich Wilhelm Ritschl’in denetiminde filoloji çalışmaya yoğunlaştı. Orada akranı bir öğrenci olan Erwin Rohde ile yakın arkadaş oldu. Nietzsche’nin ilk filolojik yayımları bundan kısa süre sonra ortaya çıktı.

1865 yılında Arthur Schopenhauer’ın eserlerini enikonu inceledi. Felsefi ilgisinin uyanışını Schopenhauer’ın İstenç ve Tasarım Olarak Dünya’sına borçluydu ve daha sonra Schopenhauer’ın saygı duyduğu birkaç düşünürden biri olduğunu Çağa Aykırı Düşünceler’deki Eğitimci Olarak Schopenhauer adlı denemesinde kabul etti.

1866 yılında, Friedrich Albert Lange’ın Materyalizmin Tarihi’ni adlı eserini okudu. Lange’ın anti-materyalist Kant felsefesini betimleyişi, Avrupa materyalizminin doğuşu, Avrupa’nın bilimle artan yakınlığı, Charles Darwin’in evrim teorisi ve gelenek ile otoritelere karşı genel bir ayaklanma, Nietzsche’de büyük ilgi uyandırdı. Bu kültürel çevre, onu ufuklarını filolojiden öteye taşıyarak felsefi çalışmalarına devam etmeye teşvik etti.

1867’de Nietzsche Naumburg’daki Prusya ağır silah bölüğünde bir yıllık gönüllü hizmete kaydoldu. Akranı acemi erler arasında en iyi binicilerden biri olarak görülüyordu ve subayları, Nietzsche’nin kısa sürede yüzbaşı rütbesine ulaşacağını öngörüyordu. Ne var ki 1868 martında, atının eyerine atlarken Nietzsche’nin göğsü eyer kaşına çarptı ve sol yanında iki kası aylarca yürüyememesine sebebiyet verecek şekilde yırtıldı. Bunun sonucunda Nietzsche, ilgisini çalışmalarını yeniden tamamlamaya ve Richard Wagner ile o yıldan sonra ilk kez görüşmeye çevirdi.

Kısmen Ritschl’in desteğiyle Nietzsche, İsviçre’de Basel Üniversitesi’nde klasik filoloji profesörlüğü gibi hatırı sayılır bir teklif aldı. Henüz 24 yaşındaydı ve ne doktorasını tamamlamış, ne de öğretim sertifikası almıştı. Teklif tam da filolojiyi bırakmayı düşündüğü zamanda gelmiş olsa da, teklifi kabul etti./ O gün bugündür, Nietzsche hâlâ Klasik Bilimi alanında en genç yaşta profesör olmuş insanlar arasındadır. Basel’e taşınmadan önce Prusya vatandaşlığını bırakmış, hayatının geri kalanını resmi olarak devletsiz yaşamıştır.

Bununla birlikte, Fransa-Prusya Savaşında, Prusya güçleri arasında sıhhiye eri olarak hizmet verdi. Askeriyede geçirdiği kısa zamanında çok şey deneyimledi ve savaşın sarsıcı etkilerine tanıklık etti. Ayrıca difteri ve dizanteriye yakalandı. Walter Kaufmann, Nietzsche’nin o zaman diğer enfeksiyonlarla birlikte sifilis hastalığına da yakalandığı öngörüsünde bulunmaktadır. Nietzsche, 1870’te Basel’e dönüşünde Alman İmparatorluğunun kuruluşunu ve Otto von Bismarck’ın takiben belirlediği politikaları bir yabancı gözüyle ve dehalarına büyük bir kuşkuculukla gözlemledi. Üniversitedeki açılış konferansı Homeros ve Klasik Filoloji oldu. Nietzsche ayrıca, hayatı boyunca dostu olarak kalacak olan teoloji profesörü Franz Overbeck ile tanıştı. 1873’teki Düşünce ve Gerçeklik eserinin sahibi olan az tanınmış Rus filozof Afrikalı Spir ve Nietzsche’nin derslerine sıklıkla katıldığı ünlü bir tarihçi olan arkadaşı Jacob Burckhardt, bu sürede Nietzsche üzerinde belirgin etkiler göstermeye başladı

Nietzsche 1868’de Richard Wagner’le ve daha sonra Wagner’in eşi Cosima ile Leipzig’de tanışmıştı. İkisine de büyük hayranlık duydu ve Basel’deki geçirdiği zamanı boyunca Wagnerlerin Luzern’de Tribschen’deki evini sıkça ziyaret etti. Wagnerler Nietzsche’yi en samimi çevrelerine aldılar ve Beyrut Festivalinin başlangıcına gösterdiği ilgiden memnun kaldılar. 1870’te Nietzsche, Trajik Düşüncenin Başlangıcının el yazmasını Cosima’ya doğum günü armağanı olarak verdi. 1872’deyse ilk kitabı olan Trajedinin Doğuşu`nu yayımladı. Ancak bu alandaki arkadaşları -Ritschl de dâhil- Nietzsche’nin daha kuramsal bir yaklaşım adına klasik filolojik yöntemden kaçındığı bu çalışmaya pek az ilgi gösterdi. Polemiği Filolojinin Geleceği`nde, Ulrich von Wilamowitz-Moellendorff kitabın algısına gölge düşürdü ve kitabın adını kötüledi. Karşılık olarak Rohde (artık Kiel’de profesördü) ve Wagner, Nietzsche’yi savunmaya geçti. Nietzsche, filolojik topluluğun arasında duyduğu yalıtılmışlığını özgürce dile getirdi ve Basel’de felsefe alanında bir pozisyona atanmayı denediyse de başarılı olamadı.

1873 ile 1876 yılları arasında dört ayrı uzun deneme yayımladı: “David Strauss: İtirafçı ve Yazar”, “Tarihin Yararı ve Yararsızlığı Üzerine”, “Eğitimci Olarak Schopenhauer” ve “Richard Wagner Beyrut’ta”. Dört yazı sonraları Çağa Aykırı Düşünceler başlığıyla derlenmiş basımda yer aldı. Bu dört yazı, Schopenhauer ve Wagner’in önerdiği yollardan gelişmekte olan Alman kültürüne meydan okuyan bir kültürel eleştiri yönelimi taşıyordu. Nietzsche 1873’te, ölümünden sonra “Yunanların Trajik Çağında Felsefe” adıyla yayımlanacak olan notlarını da biriktirmeye başladı. Bu süreçte Nietzsche, Wagnerlerin çevresinde Malwida von Meysenbug ve Hans von Bülow ile tanıştı ve 1876’da Nietzsche’nin erken dönem yazılarındaki pesimizmi bırakmasında etkili olan Paul Rée ile dostluk kurmaya başladı. Ancak Nietzsche, gösterilerin bayağılığı ve toplumun rezilliğinden tiksindiği 1876 Beyrut Festivali yüzünden derin bir düş kırıklığı yaşadı. Ayrıca Wagner’in, Nietzsche’nin karşıtlık duyduğu “Alman kültürüne” taraf olmasının yanı sıra Alman halkının arasında ününü kutlaması yüzünden yabancılaştı. Bütün bunlar Nietzsche’nin Wagner’den kendini uzaklaştırmasına neden oldu.

1878’de İnsanca, Pek İnsanca`nın (yelpazesi metafizikten ahlâka, dinden cinsiyet bilimine kadar genişlikte olan bir aforizma kitabı) yayımlanmasıyla Nietzsche’nin eserlerindeki Afrikalı Spir’in Düşünce ve Gerçeklik`ten yüksek derecede etkilenmiş ve Wagner ile Schopenhauer’ın pesimist felsefesine tepki gösteren yeni tarzı belirginleşti. Nietzsche, Deussen ve Rohde ile olan dostluğundan da soğudu. 1879’da sağlığındaki önemli bozulmadan sonra Basel’deki pozisyonundan istifa etmek zorunda kaldı. (Çocukluğundan beri, onu neredeyse yarı yarıya kör bırakan uzağı görememe anları, migren ağrıları ve şiddetli hazımsızlıklar dâhil, sağlığını aksatan çeşitli hastalıklar ona dert olmuştu. 1868’deki binicilik kazası ve 1870’teki hastalıkları, Basel’deki yılları boyunca onu, günlük işini yerine getiremeyecek halde bırakıncaya kadar her seferinde daha uzun tatillere çıkmaya zorlayarak zarar vermeyi sürdüren bu durumu alevlendirmiş olabilir.)

Basel’den aldığı emekli maaşıyla geçinen Nietzsche, sağlığına yararlı olan iklimleri bulmak için sık sık yolculuk etti ve 1889’a kadar farklı şehirlerde bağımsız bir yazar olarak yaşadı. Birçok yazını İsviçre’de St. Moritz yakınlarındaki Sils Maria’da geçirdi. Kışlarını İtalyan şehirleri Cenova, Rapallo ile Torino’da ve Fransız şehri Nice’te geçirdi. 1881’de Fransa Tunus’u işgal ettiğinde Avrupa’yı dışarıdan görmek için Tunus şehrine seyahat etmeyi planladı, ancak daha sonra, muhtemelen sağlık sorunları nedeniyle bu fikirden vazgeçti. Nietzsche Naumburg’a arada sırada ailesini ziyaret etmek için döndü ve özellikle bu zamanlarda kız kardeşiyle tekrarlanan çatışma ve barışma dönemleri yaşadı.

Cenova’dayken Nietzsche’nin görme yeteneğindeki zayıflık, yazmaya devam edebilmek için daktilo kullanmayı keşfetmesini sağladı. Çağdaş bir daktilo aygıtı olan Hansen Yazma Topu’nu kullanmayı denediği biliniyor. En sonunda, eski bir öğrencisi olan Peter Gast, Nietzsche’nin bir çeşit özel sekreteri oldu. Gast, 1876’da Beyrut’ta Richard Wagner ile Nietzsche’nin darmadağın ve neredeyse okunaksız el yazısını ilk kez transkribe etti. Bundan sonra Nietzsche’nin neredeyse bütün eserlerinin galede yazım denetlemelerini o yaptı. 23 Şubat 1880’de en az bir tatilinde, genellikle parasız olan Gast, ortak arkadaşları Paul Rée’den 200 mark destek gördü. Gast, Nietzsche’nin kendisini eleştirmesine izin verdiği az sayıda arkadaşlarından biriydi. Zerdüşt`e büyük coşkuyla cevaben Gast, “lüzumsuz” olarak tanımlanan kişilerin aslında oldukça gerekli olduğuna dikkat çekmeyi gerekli buldu. Örneğin, Epikuros’un keçi peynirinden oluşan yemeğini bile sağlamaları için kaç insana güvenmek zorunda kaldığını sıraladı.

Gast ve Overbeck, Nietzsche’nin hayatının sonuna dek sadık dostları olarak kaldılar. Malwida von Meysenbug, Wagner çevresinin dışından da olsa anaç bir koruyucu gibi davrandı. Kısa süre sonra Nietzsche, müzik eleştirmeni Carl Fuchs ile irtibat kurdu. Nietzsche en üretken döneminin eşiğinde duruyordu. 1878’de İnsanca, Pek İnsanca ile başlamak üzere, 1888’e kadar her yıl bir kitabı veya kitabın büyük bir kısmını yayımlayacaktı; yazdığı son yıl olan 1888’te ise beş kitap tamamladı.

1882’de Şen Bilim’in ilk kısmını yayımladı. Ayrıca bu yılda Malwida von Meysenbug ve Paul Rée aracılığıyla Lou Andreas Salomé[30] ile tanıştı. Nietzsche ile Salomé, yazı genellikle Nietzsche’nin kız kardeşi Elisabeth’in şaperonluğunda, Türingiya’daki Tautenburg’da geçirdiler. Ancak Nietzsche, Salomé’yi yetenekli bir öğrenciden çok, uygun bir eş olarak gördü. Salomé, Nietzsche’nin kendisine evlenme teklif ettiğini ve onu reddettiğini bildirmektedir, ancak Salomé’nin bildirilerinin güvenilirliği soru işaretleri taşımaktadır.[31] Nietzsche’nin Rée ve Salomé ile ilişkisi 1882-83 kışında, kısmen Elisabeth’in düzenlediği entrikalar nedeniyle koptu. Yeni hastalık dönemleri arasında Salomé yüzünden annesi ve kız kardeşiyle arası açılmış ve hemen hemen yalıtılmış bir hayat yaşarken Rapallo’ya kaçtı. Burada Böyle Buyurdu Zerdüşt`ün ilk bölümünü sadece on günde yazdı.

1882’de yüksek dozda afyon almasına rağmen uyku sorunu yaşamaktaydı. 1882’de Nice’de kalırken, kendi yatıştırıcı kloralhidrat reçetelerini “Dr. Nietzsche” diye imzalayarak yazıyordu.

Schopenhauer ile (uzun zaman önce ölmüş ve Nietzsche’yle hiç tanışmamıştı) felsefi bağlarını, Wagner’le de sosyal bağlarını kopardıktan sonra Nietzsche’nin pek az arkadaşı kalmıştı. Gelişen yeni Zerdüşt tarzıyla, eseri daha da yabancılaştı ve kitapçılar onu yalnızca nezaketen aldı. Nietzsche bunu fark etti ve her ne kadar şikayet ettiyse de münzeviliğini sürdürdü. Kitapları çoğunlukla elde kaldı. 1885’te Zerdüşt`ün sadece 40 kopyasının basımını yaptı ve yalnızca bir kısmını Helene von Druskowitz’in de aralarında olduğu yakın arkadaşlarına dağıttı.

1883’te Leipzig Üniversitesinde öğretim görevliliği almak için girişti ve başarısız oldu. Belli olmuştu ki Zerdüşt`te dile getirdiği Hristiyanlığa ve tanrı kavramına karşı gösterdiği tutumları nedeniyle artık herhangi bir Alman üniversitesinde etkin bir şekilde görev alamayacaktı. Bunun ardından gelen “öç ve hınç duygularının” onu hayata küstürdüğünü şöyle dile getirdi: “Ve dolayısıyla, perişanlığın ne demek olduğunu (itibarımın, kişiliğimin ve amaçlarımın yıpranmasını) en geniş anlamda kavradığımdan beri gelişen öfkem, öğrencilerin güvenini ve bu güveni kazanma olasılığımı benden almaya yetmiştir.”

1886’da Nietzsche, antisemitist fikirlerinden tiksindiği yayımcısı Ernst Schmeitzner ile ilişkisini kesti. Nietzsche, kendi yazılarını Schmeitzner’in bu “antisemitist çöplüğüne tamamen gömülmüş ve mezardan çıkarılamayacak hâle getirilmiş” olarak gördü ve yayımcıyı “her duyarlı aklın soğuk bir aşağılamayla tamamen reddedeceği” bir akımla ilişkilendirdi. Ardından kendi cebinden İyinin ve Kötünün Ötesinde`nin basımını yaptı. Ayrıca daha önceki eserlerinin ve bir sonraki yıl ikinci baskılarının, eserlerin temelini ahenkli bir perspektife oturtan yeni önsözlerle yayımlanması planlanan Trajedinin Doğuşu, İnsanca, Pek İnsanca, Tan Kızıllığı ve Şen Bilim`in yayım haklarını da aldı. Sonra, bir süreliğine eserlerini tamamlanmış gibi gördü ve yakında bir okuyucu kitlesinin ortaya çıkacağını umut etti. Aslında Nietzsche’nin düşüncesine ilgi bu kez gerçekten artmıştı, sadece Nietzsche’nin gözüne yavaş bir şekilde ve zorlukla çarpıyordu. Bu yıllarda Nietzsche, Meta von Salis, Carl Spitteler ve Gottfried Keller ile tanıştı.

1886’da kız kardeşi Elisabeth de antisemitist Bernhard Förster ile evlendi ve “Cermenik” bir sömürge olan, Nietzsche’nin kahkahalarla alay ederek tepki gösterdiği Nueva Germania’yı kurmak için Paraguay’a yolculuk etti. Nietzsche’nin Elisabeth’le ilişkisi mektuplaşmalarla çatışma ve barışma çemberinde sürüp gitti, ancak Nietzsche’nin çöküşüne kadar hiçbir zaman bir araya gelmediler. Nietzsche, uzun süreli çalışmayı imkânsız kılan, uzun ve acılı hastalık atakları yaşamaya devam etti.

1887’de, “Ahlâkın Soykütüğü Üzerine” adlı polemiği yazdı. Aynı yıl içinde, çabucak bir yakınlık duyacağı Fyodor Dostoyevski’nin eserleriyle karşılaştı. Hippolyte Taine ve Georg Brandes ile de mektuplaştı. 1870’lerde Søren Kierkegaard’ın felsefesini öğretmeye başlamış olan Brandes, Nietzsche’ye yazdığı mektupta ondan Kierkegaard okumasını istiyordu; Nietzsche bu mektuba cevaben, Kopenhag’a gelip onunla Kierkegaard okuyacağını yazdı. Ancak sözünü yerine getiremeden hastalığı çok kötüleşti. Brandes, 1888’in başlarında Kopenhag’a, Nietzsche’nin felsefesi üzerine ilk ders notlarından birini götürdü.

Nietzsche, daha önce “Ahlâkın Soykütüğü Üzerine”de Güç İstenci: Tüm Değerlerin Yeniden Değerlendirilmesi Denemesi başlığıyla yeni bir çalışmasını duyurmuş olsa da sonraları bu özel yaklaşımını bir kenara bırakmış ve yerine taslak pasajlardan bazılarını 1888’de Putların Alacakaranlığı ile Deccal`i yazarken kullanmıştır.

Sağlığı düzeliyor gibi oldu ve yazı keyifle geçirdi. 1888 güzünde, yazıları ve mektupları, onun kendi durumu ve yazgısı için yaptığı yüksek öngörüsünü ortaya sermeye başladı. Yazılarına, özellikle en son yazdığı polemiği Wagner Olayı’na gelen tepkileri gözünde büyüttü. Kırk dördüncü yaş gününde Putların Alacakaranlığı ve Deccal`i tamamladıktan sonra otobiyografisi Ecce Homo`yu yazmaya karar verdi. Bu eserin önsözünde (Nietzsche, burada eserinin yaratacağı yorum zorluklarının gayet farkındaydı) şöyle belirtmektedir: “Duyun beni! Duyulması gerekenim ben. Hepsinden önce, başkası saymayın beni”. Nietzsche, aralık ayında August Strindberg ile mektuplaşmaya başladı ve uluslararası bir dönüm noktasının eksikliğini hissedip eski yazılarını yayımcıdan geri satın alarak diğer Avrupa dillerine tercüme ettirebileceğini düşündü. Dahası, Nietzsche Wagner’e Karşı derlemesinin ve şiirlerinden oluşan Dionysos Dithrambosları koleksiyonunun yayımını planladı.

Zihinsel çöküşü ve ölümü (1889–1900)

Çöküşünü yaşadığı rivayet edilen yer olan Piazza Carlo Alberto’un karşısından göründüğü şekliyle, Nietzsche’nin Torino’dayken kaldığı ev (arka planda sağda). Solda Palazzo Carignano’nun arka cephesi görülüyor.
Nietzsche, 3 Ocak 1889’da zihinsel bir çöküş yaşadı. Torino sokaklarında toplumsal kargaşa çıkardığı için etraftaki iki polis onun yanına geldi. Gerçekte orada tam olarak ne olduğu bilinmiyor fakat Nietzsche’nin ölümünden sonra ortaya çıkan hikâyeler, Nietzsche’nin Piazza Carlo Alberto çıkışında bir atın kırbaçlanmasını görmesi üzerine atı korumak için ona koşup boynunda sarıldığı ve sonra yere yığıldığı üzerinedir.

Bunu takip eden günlerde Nietzsche, Wahnbriefe (“Delilik Mektupları”) olarak bilinen kısa yazıları yazıp birkaç arkadaşına (Cosima Wagner ve Jacob Burckhardt da dâhil) gönderdi. Yazıların çoğu “Dionysos” olarak imzalanmıştı. Eski arkadaşı Burckhardt’a şöyle yazmıştı: “Caiaphas’ı zincirlere vurdum. Ayrıca geçen yıl Alman doktorlar tarafından çok bitkin bir halde çarmıha gerildim. Wilhelm, Bismarck ve tüm antisemitistler ortadan kaldırıldı.” Ayrıca Alman imparatoruna, vurulup Avrupa güçlerini Almanya’ya karşı askeri harekete geçmeye çağırmak için Roma’ya gitmesini komuta etmişti.

6 Ocak 1889’da Burckhardt, Nietzsche’den aldığı mektubu Overbeck’e gösterdi. Bir sonraki gün Overbeck benzer bir mektup daha aldı ve arkadaşlarının Nietzsche’yi Basel’e geri götürmeleri gerektiğine karar verdi. Overbeck Torino’ya gidip Nietzsche’yi Basel’de bir psikiyatri kliniğine getirdi. İşte o zaman Nietzsche’nin tamamen, ciddi bir zihinsel hastalığın pençelerine kapılmış olduğu anlaşıldı ve bunun üzerine annesi Franziska, onu Otto Binswanger’ın yönetiminde Jena’daki bir kliniği naklettirmeye karar verdi. 1889 kasımından 1890 şubatına kadar, sanat tarihçisi Julius Langbehn, doktorların yöntemlerinin Nietzsche’nin durumunu düzeltmede yetersiz kaldığını ileri sürerek Nietzsche’yi kendisi tedavi etmeye çalıştı. Langbehn’in Nietzsche üzerindeki kontrolü, tedaviyi gizlilik içinde sürdürmesinin kendine olan güvenin sarsılmasına kadar artarak devam etti. 1890 martında Franziska, Nietzsche’yi klinikten aldırdı ve 1890 mayısında onu Naumburg’daki kendi evine götürdü. Bu süreçte Overbeck ve Gast, Nietzsche’nin yayımlanmamış eserlerine ne yapılacağı konusuna kafa yoruyordu. 1889 ocağında, o anda basılmış ve ciltlenmiş olan Putların Alacakaranlığı’nın planlanmış bir yayımıyla ilerlediler. Şubatta Nietzsche Wagner’e Karşı`nın elli kopyalık özel basımını sipariş ettiler, ama yayımcı C. G. Naumann gizlice yüz tane bastı. Overbeck ve Gast, Deccal ile Ecce Homo`nun yayımını, daha radikal içerik taşıdıkları gerekçesiyle alıkoymaya karar verdi. Nietzsche algısı ve tanınması, ilk dalgasını atlatmıştı.

1893’te Nietzsche’nin kız kardeşi Elisabeth, kocasının intiharının ardından Nueva Germania’dan döndü. Nietzsche’nin yapıtlarını okuyup inceledi ve yayım işlerini tek tek kendi kontrolüne aldı. Overbeck, nihayetinde görev dışı kalmıştı. Gast da sonunda işbirliğine girdi. Franziska’nın 1897’deki ölümünden sonra Nietzsche, Elisabeth’in bakımındaki ve Rudolf Steiner (1895’te, Nietzsche’yi öven ilk kitaplardan birini yazan kişi) dâhil kendisini görmeye gelen ziyaretçilerin olduğu Weimar’da yaşadı. Elisabeth bir ara öyle ileri gitti ki Steiner’ı, kardeşinin felsefesini anlamakta kendisine yardım edecek bir danışman olarak işe almak istedi. Steiner hemen birkaç ay sonra Elisabeth’e felsefe konusunda herhangi bir şey öğretmenin imkânsız olduğunu söyleyerek bu girişime engel oldu.

Peter Gast, Nietzsche’nin çöküşünden sonra yazılarını “düzeltecekti” ve onayı olmadan da öyle yaptı; bu hareketi modern bilimciler tarafından şiddetle eleştirilmektedir.[kaynak belirtilmeli] Nietzsche’nin zihinsel hastalık kökeninin teşhisi, o zamanın medikal paradigması olan üçüncü devre sifilis olarak kondu. Birçok yorumcu hastalığın felsefesine bir etkisi olmadığını söylese de Georges Bataille, bu konuda karanlık ipuçları bırakmış ve René Girard’ın postmodern psikanalizi Nietzsche’de Richard Wagner ile arasında bir rekabet saptamıştır.[46] Sifilis teşhisi sorgulanmış ve Schain’in çalışmasından önce Cybulska tarafından vasküler bunamayı takiben periyodik psikozlu manik depresiflik ortaya atılmıştır. Leonard Sax, tıbbi kanıtları inceledikten sonra bunun sifilis değil, sağ taraflı retroorbital beyin zarı tümörü (menenjiyom) olduğuna hükmetmiştir ve Nietzsche’nin bunamasının en akla yatkın açıklaması bu olmuştur. Orth ve Trimble ise frontotemperal demans teşhisini koymuştur. Diğer birkaç kişi ise CADASIL adlı bir sendrom ileri sürmüştür.

1898 ve 1899’da Nietzsche, en az iki kere daha inme geçirerek konuşamaz ve yürüyemez hâle gelecek şekilde felç kaldı. 1900 ağustosunun ortalarında zatürreye yakalandıktan sonra 24-25 Ağustos gecesi bir başka inme geçirdi ve 25 Ağustos öğlesinde öldü. Elisabeth, onu Röcken bei Lützen’deki kilisede babasının yanına defnettirdi. Arkadaşı Gast, cenaze konuşmasında “Kutsal olsun adın tüm kuşaklar için!” dedi. Nietzsche, Ecce Homo`da (cenaze yapıldığı zamanda hala yayımlanmamıştı) bir gün adının “kutsal” olarak anılmasından nasıl korktuğunu yazmıştı.

Elisabeth Förster-Nietzsche, Nietzsche’nin yayımlanmamış notlarından “Güç İstenci”ni derledi ve yayımladı. Elisabeth, Nietzsche’nin daha önceki taslaklarını kendi isteğince birleştirdiği ve bu materyalle büyük imtiyaz sahibi olduğu için, ortak görüşe göre bu kitap Nietzsche’nin niyetini yansıtmamaktadır. (Örneğin Elisabeth, Nietzsche’nin Deccal’inde İncil’den bir pasajı aynen yazdığı 35. aforizmayı kaldırmıştır.) Gerçekten de Nietzsche’nin “Nachlass”ının yayımcısı Mazzino Montinari, bu yapılanı bir tahrifat olarak adlandırmaktadır.[50]

Vatandaşlığı, uyruğu ve etnisitesi

Tarih anlatıcıları ve Nietzsche üzerine çalışmalar yapmış akademisyenler, Nietzsche’yi gerek kültürel geçmişinden, gerekse kullandığı dilden dolayı “Alman bir filozof” olarak tanımlamışlardır. Diğerleri ise onu belirli bir milli kimlikle etiketlememişlerdir. Nietzsche, Almanya birleşerek millî devlet haline gelmeden önce, o zaman Alman Konfederasyonuna dâhil bir bölge olan Prusya’da, Prusya vatandaşlığı ile doğdu. Doğduğu yer olan Röcken, bugünkü Almanya’nın Saxony-Anhalt eyaletindedir. Basel’deki görevini kabul ettiği zaman Prusya vatandaşlığının iptali için devlete başvurdu.Vatandaşlığının iptalinin 17 Nisan 1879 tarihine ait resmi onay belgesi geldi ve Nietzsche, o tarihten sonra hayatının sonuna kadar resmi olarak devletsiz yaşadı.

Nietzsche, atalarının Leh olduğuna inanıyordu. Hayatının sonlarına doğru bu hikâyeye iyice adapte olmuştu. 1888’de, “Atalarım Leh asilzadeleriydi (Nietzky); bu karakterin, üç jenerasyondur var olan Alman annelere rağmen iyi korunduğu görülmekte,” diye yazmış ve daha sonra Leh kimliğiyle ilgili olarak daha kararlı bir tavır sergilemiştir: “Ben kanında bir damla bile kötü kan olmayan, safkan bir Leh asilzadesiyim, kesinlikle Alman kanına sahip değilim”. Bir başka yazısında, “Alman milleti, yalnızca damarlarında oldukça fazla Leh kanı olduğu için yüce bir millettir […] Leh soyundan geldiğim için gurur duyuyorum.” yazmaktadır. Nietzsche, isminin Almanlaştırılmış olabileceğini düşünüyordu. Bir mektubunda, “Kanımın kökenini ve ismimi, Leh asilzadelerine atfediyorum; onlar ki Niëtzky diye anılmış, yaklaşık 100 yıl önce evlerini ve asilliklerini bırakmış, ve en sonunda dayanılmaz derecedeki baskıya boyun eğerek Protestan olmuşlardır.” demiştir.

Birçok akademisyen, Nietzsche’nin ailesinin kökeni konusunda tartışmışlardır. Hans von Müller, Nietzsche’nin kız kardeşinin öne sürdüğü ve asil Leh kalıtımını doğrulayan soyağacını ortaya çıkardı. Weimar’daki Nietzsche Arşivinin müdürü Max Oehler, Nietzsche’nin, eşlerinin aileleri dâhil bütün atalarının Alman isimleri taşıdığını savunmuş ve Nietzsche’nin eski bir Alman Lutherci ruhban soyundan geldiğini iddia etmiştir. Günümüzdeki araştırmacılar da Nietzsche’nin Leh soyundan geldiği iddialarının “safkan uydurması” olduğunu düşünüyorlar. Nietzsche’nin toplu mektuplarının yayımcıları olan Colli ve Montinari, Nietzsche’nin bu iddialarının “hatalı ve temelsiz düşünceler” olduğunu açıklamışlardır. Nietzsche ismi bir Leh ismi değildir, fakat Almanya’nın orta bölgelerinde bu isim ve benzerleri (Nitsche ve Nitzke gibi) son derece yaygın bir şekilde mevcuttur. Bu isim, bir ilk ad olan Nikolaus’tan kısaltılmış hali olan Nick’e, daha sonra Slavik dillerle asimile olmuş hali Nitz, daha sonra da sırayla Nitsche ve Nietzsche olmuştur.

Nietzsche’nin kendisini Leh soyluluğuna sahip olduğunu düşündürmek isteme sebebi bilinmemektedir. Biyografi yazarı R. J. Hollingdale’e göre Nietzsche’nin Leh soyundan geldiği propagandasının sebebi daha sonraki dönemlerinde kendi içinde “Almanya’ya karşı verdiği savaş”ın bir parçası olabilirdi.

Eserleri

  • Ana madde: Friedrich Nietzsche kaynak dizini
  • Ayrıca bakınız: Friedrich Nietzsche hakkında yazılan eserler listesi
  • Die Geburt der Tragödie aus dem Geiste der Musik Tragedyanın Doğuşu (1872)
  • Über Wahrheit und Lüge im außermoralischen Sinn Ahlâksal Olmayan Duygulardaki Gerçekler ve Yalanlar
  • Üzerine (1873) yayımlanmamış
  • Die Philosophie im tragischen Zeitalter der Griechen Yunanların Trajik Çağında Felsefe (1873)
  • yayımlanmamış
  • Unzeitgemässe Betrachtungen Zamansız Düşünceler (1873–1876)
  • Menschliches, Allzumenschliches İnsanca, Pek İnsanca (1878–1879)
  • Morgenröte. Gedanken über die moralischen Vorurteile Tan Kızıllığı (1881)
  • Idyllen aus Messina Messina’dan İdiller (1882)
  • Die fröhliche Wissenschaft Şen Bilim (1882–1887)
  • Also sprach Zarathustra Böyle Buyurdu Zerdüşt (1883–1885)
  • Jenseits von Gut und Böse İyinin ve Kötünün Ötesinde (1886)
  • Zur Genealogie der Moral Ahlâkın Soykütüğü Üzerine (1887)
  • Der Fall Wagner Wagner Olayı (1888)
  • Götzen-Dämmerung, oder, Wie man mit dem Hammer philosophiert Putların Alacakaranlığı (1888)
  • Dionysos-Dithyramben (1888)
  • Der Antichrist (1888)
  • Ecce Homo (1888)
  • Nietzsche Wagner’e Karşı (1888)
  • Der Wille zur Macht Güç İstenci (el yazması)(1901) ölümünden sonra yayımlanmış
  • Nietzsche’nin kütüphanesi
  • Ana madde: Nietzsche’nin Kütüphanesi

Büyük Selçuklu Devleti’nin Veziri: Nizâmülmülk Kimdir?

Balzac Kimdir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu