Buhur Suyu, 550 yıl öncesi Osmanlı döneminden günümüze kadar ulaşmış bir tür parfümdür. Buhur suyu: sedir, sandal, oud ağacı ve sığla gibi tütsü olarak yakılabilen kokulu ağaç parçalarının gül suyu içinde kaynatılıp; misk ve amber veya çiçek özlerinin eklenmesi ile hazırlanır.
Osmanlı’dan Günümüze “Buhur Suyu”
1640’lı yıllarda Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Buhur Suyunun İstanbul’da ki misk satan esnaflarda bulunduğu yazılıdır. 1720 yılında ise III. Ahmet şehzadelerinin sünnet töreni için hediye olarak dağıttırmıştır.
Topkapı Sarayı Müzesi Arşivinde çamaşırcı başı Yusuf Ağanın tuttuğu defterde buhur suyunun hazırlanışı yer almaktadır.
1593 yılında İngiltere Krallığı’nın Osmanlı İmparatorluğundaki ikinci elçisi olan Sir Edward Burton Kraliçe 1. Elizabet’e sunduğu raporda Osmanlı’nın verdiği ziyafet gül şerbetlerinin yanında yemek bitince ellerini güzel kokulu bir suyla yıkadığını büyük bir heyecanla sunmuştur.
Osmanlı’da her yıl Ramazan ayının 15. gününe özel hazırlanır ve bir törenle padişaha sunulurdu. Buhur Suyu, Enderun’da Seferli odası denilen laboratuvarda imal edilir ve sarayın bütün mensuplarına dağıtılırdı.