Boğazın En Güzel Manzarası: Kız Kulesi… Geçmişi 2500 yıl öncesine dayanan, Marmara Denizinde, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş olan Kız Kulesi; Üsküdar’ın sembolü haline gelmiştir. Kule Antik çağda başlayan geçmişiyle, Eski Yunan`dan Bizans İmparatorluğu’na, Bizans`dan Osmanlıya, tüm tarihi dönemlerde var olarak günümüze kadar gelmiştir.
Üsküdar da Bizans devrinden kalan tek ve en önemli eserlerden olan Kız Kulesi; MÖ 24 yıllarına kadar uzanan tarihe sahiptir. Kule, Karadeniz’in Marmara ile birleştiği yerde küçük bir ada üzerinde kurulmuştur. Bizans ve Osmanlı devletleri hakimiyetinde yeri gelmiş garnizon, gözetleme kulesi olarak yeri gelmiş gümrük istasyonu ve karantina olarak kullanılmıştır. Üstündeki madalyon halindeki bir mermer levhada, kuleye şimdiki şeklini veren Sultan II. Mahmud’un, Hattat Rasim’in kaleminden çıkmış 1832 tarihli bir tuğrası vardır. Ayrıca kulenin Eminönü tarafının daha genişçe olmasının nedeni ise burada bir sarnıç olmasıdır.
Bir Rum araştırmacının verdiği bilgilere göre Kızkulesi’nin üzerinde bulunduğu ada; Asya sahillerinin bir çıkıntısı halinde bulunan kara parçasının zamanla sahilden kopmasıyla oluşmuştur. Bu adadan ilk kez M.Ö. 410 yıllarında söz edilmiştir. Bu dönemlerde Karadeniz’den gelen gemileri denetlemek için adeta bir gümrük istasyonu görevi gören bu adanın üzerine daha sonra; bir kule inşa edilmiştir. Yıllar sonra M.Ö. 341’de ise Yunan Komutan Chares, kulenin bulunduğu adanın üzerine eşi için, mermer sütunlar üzerine bir anıt mezar yaptırır.
Daha sonra Roma döneminde MS. 1110’lu yıllarda İmparator Manuel Comnenos tarafından, adanın üzerine savunma amaçlı ikinci kule inşa ettirilir. Bu kule ile Sarayburnu arasında bir zincir gerilerek boğazdaki gemi trafiği kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Bir müddet sonra zincirin ağırlığına dayanamayan kule avrupa yakasına doğru yıkılmıştır ve bugün dahi bakıldığında yıkıntılar görülebilmektedir.
1453 yılında yani İstanbul’un gördüğü büyük fetih rüyasında ise Venedikliler tarafından üs olarak kullanılmıştır. İstanbul’un fethinden sonra artık Osmanlı topraklarına ait olan adaya; Fatih Sultan Mehmet taştan, etrafı mazgallarla çevrili küçük bir kalecik yaptırır ve buraya toplar yerleştirir. Bugün gördüğümüz kulenin temelleri ve alt katın önemli kısımları Fatih devri yapısıdır.
Osmanlı döneminde ilk olarak savunma kalesi gibi kullanılmış olarak gözükse de kale daha çok; bir gösteri platformu olarak kullanılmıştır. Mehterler burada top atışları ile birlikte nevbet okumuşlardır.
Sultan 3. Ahmet’in saltanatı döneminde kule savunma birimi olmaktan çıkarılmış ve Marmara ile Karadeniz güzergahını kullanan gemilere yol göstermesi için bir deniz feneri haline getirilmiştir.
Kız Kulesi 1830-1831’de ise; kolera salgınının şehre yayılmaması için karantina hastanesine dönüştürülmüştür. Hatta daha sonra 1836- 1837’de görülen ve 20-30 bin kişinin öldüğü veba salgını sırasında hastaların bir kısmı burada kurulan hastanede tutulmuştur.
Kız Kulesi’nin Osmanlı dönemindeki son büyük onarımı II. Mahmud döneminde yapılmıştır. Kule’nin bugünkü şeklini veren 1832-33 yılındaki tadilat sonrasında; ünlü hattat Rakım’ın yazısı ile Kız Kulesi’nin kapısının üzerindeki mermere Sultan II. Mahmut’un tuğrasını taşıyan bir kitabe yerleştirilmiştir.
1943’de yeniden büyük bir onarım geçiren kulenin çevresine büyük kayalar yerleştirilerek denize kayması önlenmiştir. 1959 yılında Boğazın deniz ve hava trafiğinin denetlenmesini sağlayan bir radar istasyonu olarak kullanılan kule; Askeriye’ye devredilmiştir. Kulenin altında bulunan sarnıç, 1965’de yapılan tadilatlar sırasında üzeri beton dökülerek kapatılmıştır. 1983 yılından sonra kule, Denizcilik İşletmeleri’ne bırakılmış ve 1992 yılına kadar ara istasyon olarak kullanılmıştır.
1995 yılında tekrardan restorasyona giren Kız Kulesi 2000 yılında tamamlanıp ziyaretçilere açılmıştır. 20 yıldan fazla bir zamandır gündüzleri cafe-restaurant, akşamları ise özel restaurant olarak yerli ve yabancı ziyaretçilerine hizmet vermektedir. Aynı zamanda düğün, toplantı, lansman, iş yemeği gibi pek çok özel davet ve organizasyonlarda yapılmaktadır.
Birçok efsaneye konu olan Kız Kulesi’nin en bilinen ve kulenin de adının oradan geldiğine inanılan hikayesi şu şekildedir;
Leandros Efsanesi
Aralarındaki denize meydan okuyan aşıklar Leondros ve Hero’nun trajik hikayesi…
Efsaneye göre mitoloji kahramanlarından Leandros’un, Hero isimli bir sevgilisi vardır. Hero Avrupa kıyısında yaşarken Leandros ise; boğazın öbür kıyısında, hayat sürmekteydi. Leandros, her gece denize giriyor ve yüzerek karşı yakaya geçiyor ve sevgilisi ile buluşuyordu.
Yine fırtınalı bir gecede, Leondros, sevgilisinin fenerinin ışığının yandığını görünce sevgilisinin kendisini çağırdığını düşünür ve denize atlar. Bir süre sonra başlayan fırtına denizi kabartır ve büyük dalgalar oluşur. Artık göz gözü göremez hale gelir. Bu amasız fırtınaya rağmen sevdiğine kavuşabilmek için yüzmeye devam eden Leandros fener ışığının sönmesi üzerine yönünü kaybeder ve boğazın dalgalarına gömülerek hayatını kaybeder.
Sevgilisinin ölümünün acısına dayanamayan Hero ise Kız Kulesi’nden atlayarak hayatına son verir. Efsanenin sonunda aşıklar adına kulenin olduğu yere bir deniz feneri yapılır.
2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yaptığı çalışmalar sonucu Kız Kulesi eski mimari özelliklerine sadık kalınarak restore edildi ve 11 Mayıs 2023 tarihinde ışık ve lazer gösterileri eşliğinde ve bir müze olarak halka açıldı.
Kız Kulesi’ne Üsküdar-Salacak’tan ve Galataport İstanbul’dan kalkan özel tekneler ile ulaşabilirsiniz.
– Üsküdar-Salacak ’ta bulunan tekneler, Kız Kulesi bilet gişesi önünden, haftanın her günü 09:00 – 19:00 saatleri arasında kalkacaktır.
– Galataport İstanbul İskelesi’nden Kız Kulesi’ne gidecek olan teknelerin saat bilgileri ise aşağıdaki gibidir:
Not: 17.00’de kalkacak olan tekne Galataport İstanbul’a tekrar geri dönmeyecektir.
Kız Kulesi haftanın her günü, 09:00 – 20:00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Kız Kulesi’ne ÜCRETSİZ giriş yapacak olan MüzeKart sahipleri sadece 50 TL olan ulaşım ücretini ödeyecekler.
MüzeKart’ı olmayan ziyaretçiler için bilet fiyatı aşağıdaki gibidir: