Türkiye’nin en kalabalık şehirlerinden olan Antalya’ya 18 km uzaklıkta ki bir mesafede Aksu ilçesinde bulunan Perge Antik kenti Hitit Döneminde varlığını sürdürdüğüne inanılan kentlerdendir. 2009 senesinde UNESCO Geçici Mirası Listesine alınan Perge Antik Kenti mimarisi ve heykelleriyle göz alıyor. Hititlerden Günümüze “Perge Antik Kenti”
Perge Antik Kenti, Erken Tunç Çağın’dan beri yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Hitit yazılı kaynaklarında kentin ismi Parha olarak geçmektedir. Kendi içerisinde Helenistik Dönem, Roma İmparatorluğu Dönemi ve Doğu Roma İmparatorluğu Dönemi olarak üç ana dönem geçirmiştir. Perge en parlak zamanını Helenistik dönemde yaşamıştır.
Perge Kentin, doğu-batı ve kuzey-güney yönünde iki ana caddeden oluşmaktadır. Perge’nin içerisinde tiyatro, stadyum, agora, sütunlu cadde, Helenistik Kapı ve Güney hamamı bulunmaktadır. Perge Kentinin ilk kazı çalışmalarını 1946 yılında Ord. Prof. Dr. Arif Müfid MANSEL başlatmıştır. 1970’li yıllarda Prof. Dr. Jale İNAN’ın devraldığı kazı çalışmalarını 1990’lı yıllarda Prof. Dr. Haluk ABBASOĞLU devralmıştır.
13 bin kişilik kapasitesi bulunana Perge Tiyatrosu; seyirci oturma alanı, orkestra ve sahne olmak üzere üç ana bölümden oluşmaktadır. Bir zamanlar Perge tiyatrosunda orkestra alanının korkuluklarla çevrilmiş olmasından dolayı burada gladyatör ve vahşi hayvan dövüşlerinin de yapıldığı düşünülmektedir. Tiyatronun sahne binasında büyük hasarlar olmasına rağmen şarap tanrısı Dionysos’un hayatının kabartmalarla anlatıldığı bölüm hala anlaşılır durumdadır.
Antik dünyadan bu güne korunarak gelmiş en iyi stadyumlardan biridir. Perge kentinin stadyum oranın özel taşı olan konglomera bloklarından yapılmıştır. 12 bin kişilik olan stadyumun M.S 1. yüzyılda yapılmaya başlandığı söylenmektedir.
Perge Kentinin ticari ve politik merkezidir. Agoranın çevresi dükkanlar ile kaplıdır.
Helenistik surun, doğu, batı ve güney de üç kapısı bulunmaktadır. M.Ö 2. Yüzyılda yapıldığı düşünülen Helenistik kapı, dört katlı iki yuvarlak kuleden oluşan oval avlulu bir plana sahip olan bir yapıdır.
İçerisinde, soyunma, soğuk banyo, ılık banyo, sıcak banyo ve beden hareketleri olarak farklı işlevler için ayrılan bölümlerin hala durduğu kentin en iyi korunmuş yapısıdır. Güney hamamına, M.S. 1. yüzyıldan 5. yüzyıla kadar farklı dönemlere ait inşaat, değişiklikler ve eklemeler yapılmıştır.