Uzun süren bir pandemi döneminin ardından yeni eğitim ve öğretim yılı başladı. Sadece öğrenciler için değil veliler için de yeni bir sezon açıldı. Bu sezonu daha verimli ve sağlıklı geçirmek için neler yapmalıyız?
Her ebeveyn çocuğu için en iyisini ister ve bunun için çaba gösterir. Fakat bu noktada bazı ebeveynler yanlış kurduğu iletişim ve çaba sebebiyle çocuk üzerinde olumsuz iz bırakabilmektedir. Bu kurulan yanlış iletişim şekli çocuk ve ebeveyn arasındaki ilişkiye zarar vermekle kalmayıp aralarında bir çatışmada doğurmasına sebep olabilmektedir.
Doğru bir iletişim kurmak için öncelikle çocukların ne istediğini önemsemek doğru bir tercih olacaktır. Çocuğa sürekli ‘ders çalış’ demek ve onlara ne yapmaları gerektiğini dikte etmek her iki tarafa da bir fayda sağlamayacaktır. Kızmak, bağırmak, zorlamak, sevdiği şeyleri yapmasını yasaklamak gibi cezalar vermek onları ders çalışmaya yöneltmeyecek aksine geri itecektir. Çocukların verimli bir eğitim-öğretim dönemi geçirmesini sağlayabilmek için çocuk ile işbirliği içinde olmak sağlıklı bir yöntem olacaktır.
İş birliği içinde olmak, çocuğumuzun her istediğini yapmak demek değildir. Çocuk ile uzlaşmaya varmak her iki taraf içinde etkili olacaktır. Kendinizi çocuğunuzun yerine koyarak düşünmeye çalışın. Yapmak istemediğiniz bir konuda sürekli baskı altında olsaydınız, siz ne hissederdiniz veya o baskı altındayken ne kadar başarılı olabilirsiniz?
Çocuklarla uzlaşma içinde olmak bizim kültürümüze yerleşmiş bir davranış tarzı değildir. Aksine aileler genellikle kontrolü elinde tutmak için otoriter bir tavır takınırlar.
Çocuklar öğrenmeyi de sizden öğrendiği gibi uzlaşma girişimini de sizden beklerler. Eğer siz onların isteklerini göz ardı etmeden uzlaşma yolunu tutarsanız, çocuk da bu uzlaşma girişimi öğrenecek ve sosyal yaşamına da bu durumu yansıtacaktır. Sizinle de uzlaşma içinde olan bir çocuk ile de eğitim-öğretim yılını en sağlıklı bir şekilde geçirmeniz mümkündür.