Arık Böke Hayatı
Arık Böke ya da Arık Buka ( ö. 1266) Moğol İmparatoru Cengiz Han’ın oğullarından Tuluy Han’ın oğlu. Büyük Han Möngke’nin ölümünün ardından kardeşleri Kubilay ve Hülagû seferde oldukları için kısa bir süre tahta çıkmıştır. Tahta kimin çıkacağının belirlenmesi için toplanan kurultayda 1260 yılında yapılan görüşmelerde rakip gruplar uzlaşmaya varamaz ve hem Kubilay, hem Arık Böke tahta geçer. Moğol İmparatorluğu, bu çekişme içinde üç yıl boyunca iç savaş yaşayacaktır. Savaşta Arık Böke gelenekçi Moğol prensleri tarafından desteklenirken Kubilay Kuzey Çin ve Mançurya prensleri tarafından desteklenir.
Gençliği
Cengiz Han’ın en genç oğlu olan Toluy Han ve eşi Sorghaghtani Beki’nin en genç oğluydu. Cengiz Han 1227 yılında öldüğünde Moğol İmparatorluğu Cengiz Han’ın oğlu ve Arık Böke’nin amcası Ögeday Han tahta geçer. Toluy 1232 yılında ölür. Ögeday’dan sonra sırasıyla Güyük Han ve Möngke Han tahta çıkar. Bu dönemde Moğolistan’da bulunan Fransız kralı IX. Louis’nin temsilcisi Rubruck’lu William’ın anlatımına göre Arık Böke Hristiyanlığa karşı adil davranmıştır.
Taht kavgası
Büyük Han
Ögeday Han öldüğünde ortaya çıkan taht kavgası sonunda iktidara Ögeday’ın oğlu Güyük geçse de iki yıl sonra 1248 yılında ölünce yeni bir taht kavgası başlar. İktidarı Toluy’un oğlu olan Möngke alır. Kubilay ile birlikte Güney Çin bölgesini ele geçirmeye ve Song Hanedanına boyun eğdirmeye çalışır. Diğer kardeş olan Hülagû ise batıya doğru sefere çıkmış, Bağdat’ı ele geçirerek Suriye ve Filistin’e doğru ilerlemiştir. Bu dönemde merkezdeki işlerden Arık Böke sorumlu olmuş, Möngke 1259 yılında ölünce de kardeşlerinin olmadığı bir ortamda Büyük Han olmuştur. İmparatoluğun başkenti olan Karakurum’daki güçlü ailelerin, Altın Orda prenslerinin, Torgut imparatorluk muhafızlarının, Ak Orda asillerinin ve Oyrat kabilesinin desteğine sahipti.
Ancak Kubilay ve Hülagû, Möngke’nin ölüm haberini alır almaz askeri seferleri durdurarak başkente yetişmek üzere yola çıkarlar. 1260 yılı Nisan ayında Kubilay kendi destekçileri tarafından Büyük Han ilan edilir. Bunun üzerine iki kardeş arasında iç savaş başlar. İkili iktidar dönemi tüm Moğol seferlerini ve bağlı devletlerini derinden etkileyecektir. Çağatay Hanlığına lider olarak Kubilay kendisine sadık olan Abishqa’yı atarsa da Arık Böke onu yakalatıp öldürterek yerien kendi müttefiki olan Algu’yu geçirir. Arık Böke Algu’dan bölgeyi diğer kardeşi Hülagû’den ve Altın Orda lideri Berke’den korumasını ister. Ancak Algu saf değiştirerek Arık Böke’yi desteklemekten vazgeçer. Kaydu Han bölgede Arık Böke’ye sadık kalmış, ordusuyla bölgeye gelen Arık Böke, Algu ile önce yenişemese de sonunda batıya doğru geri çekilmesini sağlamıştır.
Mağlubiyet
Arık Böke ile Kubilay arasında savaş sürerken Arık Böke kuvvetleri giderek zayıflamaya başlar. Kubilay ordusunda Moğol süvarileri, Alan ve çeşitli Türk boylarından savaşçılar ve çok sayıda Çinli ve Goryeo piyadesi bulunuyordu.
Kubilay’ı destekleyen ve Ögeday’ın oğlu olan, aynı zamanda da başarılı Avrupa seferleriyle bilinen Kadan Alandar komutasındaki Arık Böke kuvvetlerini yenerek başkenti alacak ve iç savaşı sona erdirmek için önemli bir adım atacaktır. Geri çekilen Arık Böke 21 Ağustos 1264 tarihinde yazlık sarayın bulunduğu Xanadu’da teslim olur. Kubilay kardeşinin hayatını bağışlasa da tüm komutanlarını ve destekçilerini idam eder.
Geleneği
Tarihçi David Morgan, Arık Böke’nin Moğollar arasında önemli fikirlerin sahibi olarak önemli bir yeri olduğunu belirtir. Bu fikirler, Kubilay iktidarında reddedilmiş ve tersine icraatlarda bulunulmuştur. Moğol asilleri, gelişkin Çin kültürüne tabi olarak yerleşik uygarlığın benimsenmesi olarak değerlendirilen Kubilay iktidarına karşı Moğol İmparatorluğunun merkezinin Moğolistan’da olması gereği, Moğol göçebe hayatının devam ettirilmesi ve Çin’in de diğer ülkeler gibi sadece sömürge olarak sömürülmesini savunmuşlardır. Arık Böke bu gelenekçi düşünüş tarzının fikir babalarından olarak kabul edilir. Muhalif fikirleri Kubilay’a karşı uzun yıllar başkaldıran Kaydu Han tarafından devam ettirilmiştir. Arık Böke iktidardan tasfiye edilse de İlhanlı sarayında ve Yuan Hanedanının kuzey bölgelerinde etkisi hissedilmiştir. 1206-1635 yılları arasında varolmuş olan Börçigin hanedanına mensuptur.